1. Bölüm

1.8K 58 20
                                    


2012

Güneş

Merhaba ben Güneş yirmi dört yaşındayım.
Üvey amcam ve yengemin yanında yaşıyordum.
Yaşamak denirse tabi,sabahtan akşama kadar durmadan çalışıyordum. Sabahları tarlaya gider öğlenden sonra eve giderek ev işleriyle ilgilenirdim her gün.

Yengem kılını kıpırdatmaz bütün işleri oturduğu yerden emrederdi.
Sesim çıkmazdı, bana her gün seni biz büyüttük sende bunları yapacaksız bize borçlusun derlerdi. İki de çocukları vardı en büyük kız on beş ,diğeri erkek dokuz yaşındaydı.

Tarladan geldikten sonra üstümü değiştirmiş mutfağa gitmiştim.
Yemekleri ocağa koymuş evi süpürmüştüm, yemeklerin altını kapattığımda akşam olmuş masayı hazırlamıştım bu sırada yengem masayı kurarken neyi nereye koymam gerektiğini söylüyordu. Akşam yemek yedikten sonrada mutfakta bulaşıkları yıkamış amcamlara çay koymuş, meyve soymuş önlerine koymuştum.
Hizmetçi gibiydim ama onlara göre bana yatacak yer verdikleri ,karnımı doyurdukları için yapmam gerekiyormuş.

Yapmadığım zaman acımadan döverlerdi.
Evden kaçsam nereye gidicektim hadi gittim elimde avucumda param yok sokakta kalıyım dersem iki güne ölürdüm.

Ertesi sabah saat sabahın beşinde kalkmış tarlaya gitmiştim amcam öğlenleri gelir bende eve giderdim zaten çoğu işi bitirmiş olurdum. Saat on bir'e doğru sıcaktan ve susuzluktan başım dönmüş gözlerim kararmıştı ,bende ağaç'ın gölgesine gidip sırtımı yasladım. Gözlerim kapatmış biraz dinlenmek istemiştim ama bilmiyordum ki uyuya kalacağımı.

"Kalk kalk gerizekalı!"

Zıplayarak yerimde doğrulmuş amcama bakmıştım.

"Amca!"

Bana sinirle değil nefretle bakıyordu.

"Allah'ın cezası ben sana demedin mi işin başında uyumak tembellik yok diye."

"Çok sıcak gözlerim karardı biraz dinlenmek gerekti."

"Ben anlamam cezanı çekeceksin şimdi eve git yengene yardım et!"

Hızlıca eve gitmeye başladım ,yengene yardım etmiş bütün işi ben yapıyordum be.
Eve girdiğimde zaten dayak yiyeceğimi bilerek hiçbir işe karışmayacaktım. İçeri girip merdiven altı dolaptaki yerine geçtim aynı Harry Potter gibi hissediyordum ama ben gerçek dünyadaydım. Kurtuluşum yoktu benim. Yengem kapıyı sertçe açmış sinirle bana bakıyordu.

"Ne oturuyorsun sen kalk dolu iş var."

"Yapmayacağım bugün zaten amca ceza verecek hiç uğraşamam ev işleriyle. Rahat bırak şimdi beni hadi."

Ağzı açık bana bakmış elimle itekleyip kapımı kapattım yanımda duran romanı alıp okumaya başladım. Geceleri okurdum ama erken kalktığım için birkaç sayfa okuyabiliyordum ama bugün tüm gün benimdi gülümseyip kitabımı okudum.

Akşam amcamın geldiğini duyduğumda kitabımı kapatıp küçük odamdan çıktım ,yengem abartarak beni anlatıyordu. Amcam sinirle yanıma gelmiş kolumdan tutarak evden çıkmıştık. Evin yanında küçük bir kömürlük vardı ,oraya girdik. Yanağıma tokat attığında ağzıma metal bir tat geldi.

"Ben sana demedin mi tembellik yapmayacaksın diye."

Yerde beni bir süre tekmeledikten sonra kenarda duran sandığın içinden, kalın zincirleri çıkartıp ellerimi zincirledi. Dizlerimin üstünde durmuş ellerim havada duruyordu,kafamı koluma yaslayıp acıyan bedenimi düşünmemeye çalıştım.

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin