2012
Güneş
Üç-dört ay geçmişti yaralarım iyileşmiş, silah kullanmayı da öğrenmiştim ama Vartolu ve Medet gibi kullanamıyordum. Kendimi savunma konusunda da çalışıyordum Vartolu sağolsun sokak dövüşü ve teknikleri öğretiyordu.
Onlar işleriyle ilgilenirken ben evde matematik ve yeni bir dil öğrenmeye çalışıyordum nedeni ise söyleyim işlerinin hesaplarını yapmak ve yabancı iş ortaklarına tercüme etmek istiyordum o yüzden çalışıyordum.
Sadece ortaokula kadar okumuştum. Aslında zor değildi benim için çok çabuk kapmıştım,bir yandan da Vartolu bana uyuşturucu yapımınıda anlatmıştı ama zor olduğu için yapamamıştım. O yüzden o işe hiç karışmamaya seçtim. Ayrıca açıktan lise okuyordum.
Dışardan araba sesi duyduğumda camdan baktım Vartolu yan koltuktan yaralanmış Medet'i almıştı.
Kapıya koşup açtım Vartolu'ya yardım edip Medet'i koltuğa yatırdık."Ne oldu?"
"Kaçarken kurşun sıyırdı."
İçerden ilk yardım malzemeleri getirdim. Vartolu profesyonel şekilde yarayı temizleyip dikti. Bende dikkatle izliyordum nasıl yapıyor diye. Medet'e ağrı kesici ilaç verip ellerini yıkamaya gitti. Medet uyuduğunda çorba yapmak için mutfağa gittim. Vartolu mutfağa gelip masaya oturdu.
"Sen iyi misin?"
Yorgun gözlerle bana baktı,hafifçe gülümsedi.
"Medet'e bir şey olucak diye korktum."
"Baya iyi anlaşıyorsunuz."
"Öyle kardeşim gibi hatta kardeşim."
Konuşurken bir yandan kahve yapmıştım önüne koyup bende masaya oturdum.
"Nasıl tanıştınız Medet'le?"
"Mağaranın birinde zincirlenmiş bir şekilde buldum o günden beri ayrılmadık."
"Hadi ya."
Kafamı yere eğmiştim ikimizde zincirlenmiştik demekki. Vartolu eli çenemi tutup yukarı kaldırdı,çenemi okşadığında kalbimin çarpmasını duymamasını istedim. Bana yaklaştığında nefesimi tuttum burnu burnuma değdiğinde gözlerimi kapattım çok az bir mesafe kaldığında arkada çorbanın taştığını duyduğumda sıçrayıp ocağa koşmuştum. Çorbayı karıştırırken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Arkamı dönmeyi cesaret edemiyordum,arkamda kıpırdanma hissettiğimde döndüm.
"Ben Medet'e bakayım."
Kafamı sallayıp arkasından baktım,elim kalbime gittiğinde gülümsemiştim.
"Bu kadar hızlı atmana ne gerek var şimdi."
Çorbanın altını kapattığımda içeri girdim Medet uyanmış Vartolu ile konuşuyordu. Mutfağa gidip çorba doldurup içeri geçtim.
"Medet geçmiş olsun, sana çorba getirdim."
"Sağol abla."
Çorbasını içmeye başladığında Vartolu'ya baktım.
"Sende ister misin?"
Kafasını hayır anlamında salladı. Medet odasına geçip yattığında bende odama geçmiştim. Yakınlaşmamızın devamını hayal ettiğimde ,kalbimi tuttum hayal etmesi bile gebermeme yetiyordu. Kapı tıklatılmış arkadan Vartolu'nun sesini duymuştum.
"Güneş antrenman yapalım mı?"
Ayağa kalkıp kapıya gittim,kapıyı açmadan derin nefes alarak açtım. Kapının önünde öyle masum duruyordu ki gülümsemeden edememiştim.
"Olur, üstümü değiştirip geliyorum."
Kafasını sallayıp gitmişti bende dolaptan rahat bir şeyler giymiştim. Buraya geldikten birkaç hafta sonra alışveriş yapmaya gitmiştim.
Bahçeye gittiğimde Vartolu hazırlanmış beklediğini gördüm,yanına ilerlediğimde bana döndü beni süzdüğünde gözlerindeki parlamayı görmüştüm.
"Başlayalım mı?"
"Evet hadi koşalım."
Yan yana birkaç tur koştuktan sonra ısınma hareketleri yapmış,karşı karşıya gelmiştik.
"Bir kavgadasın birisi seni arkadan tuttu diyelim."
Bana yaklaşıp arkamdan kollarımı hareket etmeyecek şekilde sarıldı. Kulağımın arkasından konuşmaya başladığında sıcak nefesi boynuma gelmişti.
"Dikkatini dağıtmak için ayağınla ayağına sertçe bastıktan sonra kafanı hızla arkaya adamın kafasına vur."
Beni kendine biraz daha çektiğinde ,burnunu saçlarıma bastırdığını hissettim.
"Hadi şimdi dediklerimi yap."
Dediklerini sırayla yaptığımda sert yapmış olacaktım ki eğilmiş burnunu tutuyordu.
"İyi misin? Özür dilerim."
Ellerini çektiğinde gülümsüyordu.
"Dalga mı geçiyorsun benimle?"
"Hayır gerçekten acıttın ,elin biraz ağır biliyordum da bu kadar sert kafa atacağına tahmin edemedim."
Sakallı yüzüne dokunup okşadım. Ellerimi geri çekip ona bakmaya devam ettim bana bir adım yaklaşıp dibime girdi,gözlerimin içine baktı alnını alnıma yasladı.
"Sen ne yapıyorsun bana?"
"Ne yapıyorum?"
"Bataklık olan hayatının içine güneş gibi doğdun. Ölmeden bu kadar güzel bir şeyle karşılaştığım için ne kadar şanslıyım."
"Beni güneş gibi gördüğün için teşekkürler ama inan benim de hayatım bataklıktan farksız değil Vartolu."
"Bataklık falan değil, güzelleşecek senin hayatın ama bizimle olduğun sürece benim bataklığıma batacaksın."
"Seninle aynı bataklıkta batmaya razıyım."
Bana gülümsediğinde bende gülümsedim. Yüzüme yaklaştığında bende kafamı uzattım. Sıcak dudakları benimkilere değerken kollarımı omzuna koymuş ayakta durmak için destek olmuştum. Vartolu ellerine belime dolanıp kendine çektiğinde,nefes almak için geri çekilmiştik. Burnumu öptüğünde kıkırdamıştım.
"Vartolu?"
"Söyle kızıl saçlı güneşim."
"Açıktım yemek yiyelim mi?"
Kahkaha attığında elini omzuma atıp kendine çekti birlikte eve yürümeye başlamıştık.
"Ne güzel romantik an yaşıyorduk, odun musun acaba?"
Koluna vurduğumda olduğu yerde durup belimden tutarak kendine çekti.
"İyiki girdin o zaman hayatıma."
"İyiki buldun beni o zaman Vartolu Sadettin."
<•••>