2019
Güneş
Salih'le ev konusunu konuştuğumda gözleri dolmuştu. Sesi çıkamamıştı ama ağlayarak bana sarılmıştı. Artık Koçovalı evinde bir odamız vardı.
Çeto ve Mahsun'u bitirmeye uğraşıyorlardı. İdris babanın arkadaşının kızı Damla bir süre bizde kalmış ve Cumali abiyle evleneceklerdi.
Düğüne hazırlanıyorduk.
İdris kucağımda aşağıya indim. Düğün salonuna gitmiş masaya geçmiştik. İdris'i Salih'e verip gelin odasına gittik. Son hazırlıklar olunca Sena ile salona geri döndük. Karaca ve Akşın kalmıştı. Cumali abi ile Damla evlendikten ilk dansları için sahneye çıkmışlardı. Daha sonra başka şarkıda diğer çiftler çıkınca Salih de beni kaldırmıştı."Hatırlıyor musun bizim nikahtan sonra Medet gelin çiçeğini at diye ısrar etmişti de çiçeği yakalamayınca yakalayını dövmüştü."
Kahkaha attığımda başımı omzuna koyup daha sessiz gülmeye çalıştım.
"Salih çok iyi hatırlıyorum."
Birlikte gülerken bir daha anlamıştım Salih'i ne kadar sevdiğimi.
"Ben teşekkür ederim ve özür dilerim."
"Neden?"
"Özür dilerim çünkü Kahraman'nı kurtardığını öğrendiğimde sana bağırdığım için. Teşekkür ederim çünkü beni büyük bir günahtan kurtardın."
Yanağını okşamıştım.
"Biz hayat arkadaşıyız birbirimizin hatalarını görürsek onları uyarmak,engellememiz lazım. Bende onu yaptım başardıysam ne mutlu bana."
Salih öyle güzel bakınca dudaklarımı buzdum.
"Dur büzme o dudaklarını seni öpmemek için zor duruyorum."
Omuzuna hafifçe vurduğumda ikimizde kıkırdamıştık o sırada değişen müzikle karşılıklı oynamaya başlamış sonra yerime oturmuştum.
Tabi Salih ayakta kardeşleriyle oynamaya devam ediyordu.
Salih'i böyle gördüğüm için çok mutluydum. Mutlu olmaya çok hakkediyordu. Düğün bittiğinde eve gitmiş odalarımıza dağılmıştık.Birkaç gün sonra evde normal geçiyordu. Akşın burda kalıyordu. Yalnız bırakmak istemiyorduk. Babası uyandığından beri daha iyidi ama hala iyileşememişti. Odamda İdris'in altını temizlerken kapı çalmıştı.
"Gel!"
İçeri Akşın girince gülümsedim.
"Gel güzelim."
Yanıma gelerek yatağın kenarına oturdu.
"Aşağıda çok sıkıldım. Rahatsız etmedim değil mi?"
"Hayır Ak kızım rahatsız etmedin."
"Seninle konuşabilir miyiz?"
"Konuşalım İdris'i uyutayım bahçeye çıkarız."
"Tamam ben bahçede bekliyorum."
Akşın odadan çıktığında bende İdris'i uyutup bahçeye çıktım. Akşın'ın yanına geldiğimde çimlerin üstünde oturuyordu. Yanına geçip bende oturdum.
"Geldim güzelim."
Akşın bana gülümseyerek bakıyordu.
"Babam!"
"Ne oldu babana?"
"Seni seviyor."
Peki biliyordum ama belki o anlamda demek istememiştir.
"Bende seviyorum."
"O anlamda değil. Bir zamanlar Celasun'un bana baktığı gibi bakıyor."
"Celasun sana hala o şekilde bakıyor,seni seviyor."
Lafı değiştirmiştim.
"Celasun hala o şekilde bakıyor evet ama bana değil. Beni seviyor ama aşık değil."
Akşın'ın ellerinden tuttum.
"Neden böyle düşünüyorsun?"
Ağlamaya başladığında ne yapacağımı şaşırdım.
"Duydum onları."
"Kimleri?"
"Karaca ve Celasun. Celasun üstü kapalı onu sevdiğini söylüyordu. Karaca saçmaladım,öyle demek istemedim unut dedi. Daha önce aralarında bir şey olmuş belli."
Hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Akşın'ı kendime çekip sarıldım. Saçlarını oklamaya başlarken sakinleştici bir şeyler söylüyordum. Geri çekildiğinde gülümsedi.
"İyiki varsın."
"Sende iyiki varsın Akşın."Yanakları kızarınca kaşlarımı kaldırmıştım.
"Niye kızardın?"
"Ben düşündüm de evli olmasaydın babamla evlenir miydin?"
"Baban benim arkadaşım hem tanıştığımızda ikimizde evli insanlardık."
"Evli olmak bir şeyi değiştirmiyor sanırım. Bende Celasun'la evliyim ama o kuzenime aşk ilanı ediyor."
"Belki yanlış anladın olamaz mı?"
Kafasını iki yana sallamıştı. Sultan anne bizi çağırdığında içeri girmek içi ayağa kalktık.
"Beni dinlediğin için teşekkür ederim abla."
"Seni her zaman dinlerim Ak kızım."
<•••>