2015Güneş
Salih ile evlenmiştik,sade bir nikah kıymıştık.
Artık Güneş Helvacı olmuştum. Evlendikten sonra onlarla birlikte iki üç toplantılara girmiştim. İki defa da çatışmaya bile girdim. Salih ne kadar mızmızlansada onların baya işine yarıyordum. Şimdi ise Medet ile Afganistan'a gidiceklerdi."Beni habersiz bırakma ara."
Yanağımı okşadığında dolu gözlerle onu izliyordum.
"Merak etme elimden geldikçe sık sık seni arayacağım."
Benimde eşyalarım arabaya koyuyorlardı. Dağ başında beni tek bırakmak istememiş İstanbul'a bir ev ayarlamıştı.
"İstanbul da dikkat et."
"Sende Afganistan'da dikkat et."
Birbirimizi son kez öptükten sonra arabaya binmişlerdi. Bende arabaya bindikten sonra İstanbul'a kadar uyumuştum.
İstanbul'a geldiğimizde korumalarla ayrılmış arabanın başına ben geçmiştim.
Çukur'a gidiyordum.
Salih'le konuşmuştuk. Mahalleye girersem içerden çökertirdik. İlk başta hayır demişti ama mahalleyi araştırmıştım.
Mahalleye girersem kimse bana zarar vermezdi. Başıma bir şey gelmezdi. Biliyordu bunu orada büyümüştü. Sonunda tamam demişti.Çukur'da güvende olurdum. İkimizde biliyorduk.
Çukur'a girdiğimde evin konumuna doğru yol aldım. Mahalleye girdiğimde çatılarda hareketlik olduğunu gördüğümde güldüm. Evin oraya geldiğimde arabayı park edip aşağıya indim. Ev eşyalı olduğu için rahattım. İki katlı müstakil bir evdi. Anahtarı çantamdan çıkarttığımda arkamdan bir ses geldi.
"Kimsiniz?"
Arkamı döndüğümde esmer bıyıklı adamı gördüğümde hemen tanımıştım.
Kahraman Koçovalı.
"Merhaba. Yeni taşındım da buraya."
Yanında duran kardeşi Selim Koçovalı.
Tatlı masum kız ben Güneş Helvacı(Koçovalı).
Selim Koçovalı sinirle konuşmuştu.
"Başka yer bulamadın mı?"
Bu semtten bahsettiğini anlamıştım ama masum salak kızı oynuyordum.
"Ama buradaki en iyi ev buydu. Diğerleri pek eskiydi."
Selim gözlerini devirmişti. Kahraman çapkın bir şekilde gülümsediğinde suratımı buruşturmamak için zor tuttum,hala tatlı tatlı gülümsüyordum.
"Kahraman ben bu arada. Kardeşimin kusuruna bakmayın. Mahallemize hoşgeldiniz. Bir ara babamla da tanışmak için gelirsiniz."
Elini uzatınca bir saniye eline bakmış sonrada tutmuştum.
"Memnun oldum Kahraman bey. Bende Güneş."
Selim istemeden elini uzantınca tutmuştum.
"Selim."
"Yardım edilecek bir şey var mı?"
"Hayır teşekkürler kendim hallederim."
İkisi gittiklerinde evin içine girmiş valizlerimi almıştım. Camı açıp evi havalandırdım. Kendimi koltuğa attığımda Salih'i aradım. Açınca olanları anlattım. Dikkat etmemi söyledikten sonra uzun süre aramayacağını söylemişti.
Evi temizledikten sonra zaten akşam olmuştu yemeğimi yemiş kendime çay koyup oturacakken kapı çalmıştı. Kapıyı açtığımda karşımda İdris Koçovalı duruyordu. Arkalarında oğulları.
"Merhaba."
"Merhaba kızım."
İçeri davet ettiğimde kahve yapmış yanlarına oturmuştum. İdris Koçovalı kahvesinden yudum aldıktan sonra bana bakmıştı.
"Hoşgeldin mahallemize."
"Hoşbuldum."
"Nerden geliyorsun? Nerden buldun burayı? Çünkü kolay kolay kimse gelmez."
"Erzurum'dan geliyorum. Orda doğdum büyüdüm. Hep hayalimdi İstanbul'a gelmek. Üniversiteyi burayı kazandım."
"Kaç yaşındasın?"
Kahraman sormuştu.
"28."
Selim kaşları çatmıştı.
"Üniversite okumak için büyük değil misin?"
"Ailemi kaybettiğimde küçüktüm ,üvey amcamın yanında büyüdüm onlarda ortaokula kadar okuttular. Daha sonra ben dışardan liseyi bitirdim en sonda üniversiteyi kazandım. Kendi ayaklarımın üzerinde durmaya geldim."
Uzun konuşunda yorulmuştum.
"Hangi bölüm?"
"İstanbul üniversitesi kimya bölümü."
Salih'in isteğiydi ne okumak istediğime bir türlü karar verememiştim o da kimya oku ben öğretemedim belki öğretmenler öğretir,uyuşturucu yapmayı kolay öğrenirsin diye dalga geçmiş sonra çok mantıklı gelmişti.
"Peki kızım biz kalkalım sanada tekrar hoşgeldin. Bu arada bir eksiğin bir sıkıntın olursa gel söyle. Burdaki insanlar beni babaları yerine koyarlar sende artık burda olduğuna göre bende senin baban sayılırım."
Lanet ,bilmesem ne olduğunu kanardım be. Gülümseyerek elini tutmuş öpmüştüm.
"Teşekkür ederim."
İdris ve Selim çıktıklarında Kahraman çıkmadan bana dönmüştü.
"Babam dediği gibi bir şey olursa ilk beni bul."
"Tamam. Sağol."
Kapıyı kapatıp içeri girdim. Kendi kendime gülüm odama çıktım. Yarın okula gitmem gerekiyordu.
<•••>