13. Bölüm

637 44 3
                                    


2018

Güneş

Selim ve Salih'in ihaneti ile Koçovalı'lar mahalleden gitmişti. İdris baba gitmeden yanıma gelmiş gelmek ister misin diye sorunca sarılıp uzun süre boynunda ağlamıştım. Ama gitmemiştim ne olursa olsun Salih'i bırakamazdım. Mahallede duruyordum arada İdris babanın yeni evine gitmiş onlarla vakit geçiriyordum. Sultan anne oğlunu kurtardığımı duyunca bana sarılıp ağlamıştı. Nedret ise o nefret dolu bakışları pişmanlıkla dolduğunu görmüştüm. Ayşe ve Karaca Çukur'da kalmışlardı.
Akşın ve Celasun evlenecekti nikah kıyacaklardı ama Akşın dört ay sonra on sekiz olduktan sonra evleneceklerdi.

Acar ile bahçede futbol oynuyorduk. Midemin bulantısı ile banyoya koştum. Kapıda bekleyen kadınları görünce gülümsedim.

"İyi misin kızım?"

"Bir süredir kusmalarım var."

Nedret yanıma yaklaşıp kolumu okşadı.

"Hastaneye gitmedin mi?"

"Hayır."

Gözlerini devirdiğinde kaşlarımı kaldırdım.

"Hamile olabilir misin?"

Utandığımda gözlerim açılmıştı,beyaz tenim kıpkırmızı olmuştu, biliyordum.

Kadınlar karşımda gülmeye başlamışlardı.

"Tamam ya gülmeyin giderim şimdi hastaneye."

"Gelelim mi?"

"Yok gerek yok yarın gelirim yine."

Evden çıkmış hastaneye gitmiştim kan testi yaptırıp eve gittim sonuçları internetten bakabilirdim. Akşam olduğunda internetten sonuçlara baktığımda bir aylık hamile olduğumu öğrenmiştim. Kahkaha atıp zıplamaya başladım. Ellerim karnıma gitmişti mutluluk göz yaşı dökmeye başladım.

Ertesi gün sabah Sultan annelere gitmiş haberi vermiştim. Ailem gibi olmuşlardı. Benim adıma mutlu olduklarında ağlamaya başlamış,yanımda oldukları için teşekkür etmiştim. İdris babaya söylediğimde gözleri dolmuştu. Torunum olacak diye sevinmişti. Doğru ya Salih onun oğluydu bebeğimde torunu. Akşam eve gitmeden hepsine veda etmiştim. Büyük ihtimalle Salih'le buralardan gidecektik.

Ertesi gün kahveye gittiğimde Salih tek başına başı önde oturuyordu. İçeri girdiğimde bana bakıp ayağa kalktı.

"Güneş?"

"Mutlu musun?"

Cevap vermedi.

"İntikamını aldın rahatladın mı?"

"Evet."

"Emin misin?"

"Evet."

"Karınım ben senin gözünün içine baktım mı ne hissettiğini,ne düşündüğünü biliyorum."

"O zaman neden soruyorsun?"

"Senden duymak istiyorum!"

"Değilim tamam mı hatta pişmanım."

Yanına yaklaşıp elini tuttum.

"Gidelim. Üçümüz buradan gidelim."

Kaşlarını çattığında elini karnıma koydum.

"Baba olacaksın Salih."

Karnıma sarılıp ağlamaya başladı. Yanaklarımdan tutup öpmüştü beni.

"Varto'ya gidelim."

"Gidelim."

"Ama dördümüz."

"Medet'siz olmaz."

Birbirimize gülümsemiş sarılmıştık.

"Silahlar olmadan."

"Silahlar olmadan."

<•••>

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin