12. Bölüm

654 43 7
                                    

2018

Güneş

Salih mahalledeki herkese İdris'in oğlu olduğunu söylemişti. Bende İdris babaya Salih'in eşi olduğumu söyleyecektim. Kahveye geldiğimde içerde İdris,Emmi,Paşa,Selim,Yamaç ,Metin ve Kemal vardı. Yamaç biliyordu bana bir şey dememişti ama İdris babanın ne tepki vereceğini bilmiyordum.

"Gel kızım otur, bir sorun mu var?"

Karşısına geçip oturmuştum yandan Yamaç'a baktığımda ne diyeceğimi anlamış olacakki gözlerini kapatıp açmış bana destek olmuştu.

"Ben-"

Nasıl başlayacağımı bilmiyordum.

"Ben Salih'in, Vartolu' nun eşiyim. Buraya gelme sebebim Salih'in yurt dışına çıkmasıydı. Burda güvende olacağımı biliyordu."

Derin nefes aldım.

"Bir yandan da gözlem yapmamı istemişti. Size yaklaşmamı asla istemedi ama ben sizin ailenin içinde buldum kendimi. Gelmeye bilirdim ama benim hiç aile olmadı,aile ortamı,sevgi görmek çok hoşuma gidince gitmek istemedim."

Üstümde bakışlardan rahatsız olmuştum. İdris babanın yüzüne bakmaya başlamıştım kaşlarını çatmış olduğunu görünce kafamı eğdim.

"Bak kızım,senden bir sıkıntım yok seni kızım gibi gördüm sevdim. Senden tek istediğim Salih'i al ve burdan gidin."

Gülüp kafamı iki yana salladım.

"Salih sizin konunuzda beni asla dinlemiyor. Kahraman konusunda kaç defa kavga ettik."

Kemal bana doğru gelmiş bağırmaya başlamıştı.

"BİLİYORDUN VE SÖYLEMEDİN Mİ? SİZİN YÜZÜNÜZDEN KAHRAMAN ABİM HASTANE KÖŞELERİNDE YATIYOR!"

Yamaç abi ayağa kalkıp Kemal'in önüne geçmiş onu ittirmişti.

"Kahraman'ı Güneş kurtardı zaten. O olmasaydı abim ölmüş olurdu."

Bakışlar yine üstümde dönmüştü. İdris baba bana baktı.

"Anlat!"

"Salih Kahraman'ı öldürmek istediğinde yapma dedim ama beni dinlemedi. Medet'le birlikte odada konuşurken onları dinledim. Söylediği adamları takip ettim. Binanın birine yerleşip adamlar harekete geçtikten sonra işlerini bitirdim."

Emmi beni korkutmamaya özen gösterdiği belliydi.

"Peki. Saldırı olmadan önce neden gelmedin?"

"Salih'e zaten ihanet ettim. Eğer söyleseydim benden şüphelenecekti ve bu isteyeceğim en son şey. Güvenini kırmak istemiyorum. Salih benim için çok önemli bir yerde."

İdris baba yerinde dikleşti,hafif gülümseyerek bana baktı.

"Nasıl tanıştınız?"

"Ben buraya ilk geldiğimde size üvey amcamla büyüdüğümü söyledim. Üvey amcam bir gün beni kömürlüğe zincirlemişti."

Hepsinin yüzlerine baktığımda şaşırmışlardı.

"Bir iki gece kaldım orda,gece kömürlüğün kapısı açılıp içeri Medet'le Salih girdi. Birilerinden kaçıyorlardı. Beni gördüklerinde beni ordan kurtarıp yanlarına götürdüler."

İdris baba ayağa kalktığında bende kalkmıştım önüme geçtiğinde ellerini yanağıma koyup alnımdan öptü. Göz yaşlarım akarken yüzüne bakamıyordum. Göz yaşlarımı silip elleriyle yüzümü kaldırmış gözlerine bakmıştım.

"Teşekkür ederim. Sana can borçluyum."

"İdris baba ben bir şey merak ediyorum. Salih'den haberin var mıydı?"

Kafasını iki yana salladığında bende sallamıştım. Elini öpmüştüm.

"Deneyeceğim,Salih'i burdan götürebilir miyim bilmiyorum ama deneyeceğim."

Kahveden çıktığımda hafiflemiş gibiydim. Eve gittikten sonra düşünmeye başlamıştım. Akşam olduğunda evden çıktım.

Salih'e gittim.

Kapıdan girdiğimde Salih'in yanına gittim. Yanına oturdum.

"Gidelim buradan Salih."

Bana boş gözlerle bakmıştı.

"Daha intikamımı almadım."

"Alacak intikam mı var. Adamın senden haberi yokmuş."

Sinirle ayağa kalkmıştı ileri geri yürümeye başlamıştı.

"Senin eşim olduğunu söyledim. Haberin var mı diye de sordum."

"NE DİYECEKTİ SANA. EVET HABERİM VARDI AMA İSTEMEDİM Mİ?"

"Yaşlı başlı adam niye yalan söylesin."

"Sana ne dedi?"

"Hiç."

"Kızmadı mı?"

Kafamı iki yana salladım.  Yanıma yaklaştı.

"Neden?"

"Kızmadı işte."

"Bir şey yaptın değil mi ondan kızmadı."

"Ne yapmışım Vartolu?"

"BİLMİYORUM! Belki o Kahraman'ı kurtarmışındır."

"Sen! Nasıl?"

Delirmiş gibiydi kollarımdan tutmuş beni sarsmıştı.

"Bana ihanet ettin."

"BEN SENİN KARDEŞ KATİLİ OLMANI ENGELLEDİM!"

"BANA İHANET ETTİN!"

Beni ittiğinde dengemi toparlayamamış yere düşmüştüm. Salih kendine gelmiş gibi yavaşça yanıma gelmeye başlamıştı.

"Özür dilerim güzelim."

Elimle durdurup ayağa kalktım.

"Ben sadece seni düşündüm. Hata yapmanı engellemeye çalıştım. Yaptığın şey çok büyük ve geri dönüşü olmayan bir şeydi."

"Tamam tamam haklısın özür dilerim."

"Burdan gitmek istediğinde kapıma gelir gideriz ama gitmek istemezsen, seni şimdilik görmek istemiyorum."

Kapıdan ağlayarak çıkmıştım yürüyerek eve gitmeye başlamıştım.

"Güneş!"

Seslenen kişiye baktığımda Yamaç'ı gördüm. Yanıma geldiğinde sarılmış ağlamaya devam etmiştim. Olanları anlatmak için beni evime getirmiş Salih'le konuşmamızı anlatmıştım.

"O benim babamın oğlu ,sende benim ablamsın. Kim olursan ol. Biliyorsun sen artık  bizim ailemizdensin."

<•••>

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin