11. Bölüm

676 38 10
                                    

2018

Güneş

Vartolu ve Yamaç arasında savaş sürüyordu. Yamaç ve eşi Sena ile tanışmıştım. Off benim onlardan nefret etmem gerekirken sevmiştim. Vartolu'ya ihanet ediyormuş gibi hissediyordum.

Koçovalı evinde mutfakta çorba karıştırıyordum. Kızlar da sofrayı kuruyorlardı,Sultan yemek yeniceğini söylemiş benide çağırmıştı. Hep beraber masaya oturduğumuzda yemeğimizi yemeğe başladık. Yemekten sonra çaylarımızı içmiştik.

Ben eve gitmek için kalkmıştım Kemal beni eve bıraktıktan sonra içeri girdim. Işıkları açtığımda Vartolu'yu görmemle sıçramam bir olmuştu.

"Vartolu!"

Vartolu yanıma gelin beni duvara dayamıştı.

"Sevgilim,Salih,aşkım ne dersen de ama Vartolu ,senin ağzından duymak istemiyorum."

"Ama Vartolu dememi sen istedin."

"Hay benim dilimi eşek arısı soksun o zaman. Yav."

Haline gülmeye başladığımda kaşlarını çatmıştı. Hala gülmeye ederken dudaklarımda sıcak dudakların baskısı hissettim. Ellerimi boynuna dolarken Salih beni kucağına aldığında ayaklarımı beline dolamıştım. Odama girdiğinde beni yatağama bırakıp üzerime çıktı.

Gece evden çıktığında kendimi yatağa atıp uyumaya başladım. Arada geliyordu şimdiye kadar kimse görmemişti.
Günler böyle geçip giderken Salih ve Yamaç arasında kavga devam ediyordu. 
Okuldan döndükten sonra mahalleden duyduğumda cümle ile yere yıkılmıştım.

"VARTOLU SADETTİN ÖLDÜ! VARTOLU ÖLDÜ!"

Hayır. Olamazdı. Benim kocam ölemezdi.

Ağlamaya başlamıştım. Masanın üstündeki vazoyu yere fırlatmış kendimi yere bırakmıştım. Üç gün geçmişti ve ben evden dışarı çıkmamış, yemek yememiş koltuğun üstünde öylece oturmuştum.

Hava karardığında dışardaki insanların sesi kesildiğinde kendimi dışarı atmıştım. Kim yaptığını. Nasıl öldüğünü öğrenmem gerekiyordu. İlerde Yamaç'ı gördüğümde ona seslenmişti.

"YAMAÇ!"

Yanına gittim.

"Sen mi yaptın?"

"Ne? Neyi?"

"Vartolu'yu sen mi öldürdün?"

"Sen niye soruyorsun?"

"Kocamı sen mi öldürdün? CEVAP VER!"

Yakalarında tutup kendime çektim. Şaşırmıştı. Ağlamaya başlamıştım.

"Hesap vereceksiniz kocamı öldürdünüz diye bu iş bitmedi. Ben Kahraman'ı ölmesini engelledim sizin yüzünüzden kocama ihanet ettim. Ama artık bitti. Onun intikamını alacağım Koçovalı. Canı yanmış sevdiği adam ölmüş kadından korkun!"

Yakaların ittirip arkamı dönerek Medet'in yanına gitmeye başladım. Arkamdan birisi kolumu tutup beni durdurmuştu.  Yamaç olduğunu görünce kolumu çektim.

"Gel benimle."

Söylediğine kahkaha atmıştım. Kaşlarını çarmış bana bakıyordu.

"Seninle hiç bir yere gelmem."

"Güneş hadi gel."

"Bırak gelmeyeceğim."

Gözlerim kararmaya başladığında kendimi onun kucağına  bırakmıştım. Gözlerimi açtığımda karanlık bir yerdeydim yanımda duran Salih'e bakmıştım, kollarının arasında duruyordum.

" Öldün mü ben?"

" Hayır ölmedim."

Kucağından kalkıp ona baktım.

"Salih?"

Boynuna sarılmış dudaklarından öpmüştü. Öksürük sesi geldiğinde sağıma baktım,Yamaç.

Hapisane gibi bir yerdeydik ayağa kalkıp demire dokundum.

"Ne sikim dönüyor burda?"

Yamaç ayağa kalkıp bize yaklaştı. Salih'e baktı.

"Biliyor mu?"

Salih'e baktığımda kafasını salladı.

"Babamın oğlu bir süre benim misafirim. Sana ölmediğini gösterdim ki yanlış bir şey yapma. Mahalleyi yıkacak gibi duruyordum."

"Yapardım."

Salih'in arkamda kıkırdadığını duymuştum.

"Şimdi vedalaşın sende eve git."

"Salih'i almadan gitmem."

"Güneş?"

Salih'e döndüğümde ayağa kalkıp yanıma geldi yüzümü avuçlayıp alnımdan öptü.

"Git güzelim ben gelicem."

Bir süre bakışarak konuştuk,iç çekip sarıldım. Demir parmaklar arkasından çıkmış Yamaç'a bakmıştım.

"Bana bak, başına bir şey gelmeyecek. Zarar görürse canınızı ve mahallenizi yakarım."

Cevap vermemesini beklemeden ordan çıktım. Mahallede olduğumuzu anlayıp  eve gittim.

<•••>

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin