34. Bölüm

438 18 2
                                    

2020

Güneş

Mide bulantılarım gün gittikçe artmıştı. En son dayanammış hastaneye giderek test yaptırmıştım. Bir aylık hamile olduğumu öğrendiğimde çok mutlu olmuştum. Salih'e söylediğimde Mutluluktan havaya uçmuştu.

Yamaç eve gelmişti, Sultan anne eline çantasını vererek evden ve mahalleden kovulmuştu.
Salih'in dediğine göre Erdenet'lerin yanında çalışıyordu.

Karaca ise Azer ile evlenmişlerdi. Arada Karaca ile konuşuyorduk. Mutlu olduğunu söylüyordu, umarım hep sürerdi mutluluğu.

İdris ise iki yaşına yaklaşıyordu. Kardeşi doğmadan bir ay önce falan iki yaşına girecekti. Hormonlardan dolayı sanırım son zamanlarda kendimi çok mutsuz,karamsar hissediyordum. Salih halimi anlayacak olacak ki beni yemeğe götürecekti. Kendi ilişkimizin başındaki gibi heyecanlıyım,dolabımın önünde elbiselerime  bakıyordum,birkaç ay sonra bu elbiseleri giymeyecektim şişmiş karnım yüzünden. Uzun aramalardan beyaz askılı elbiseye karar kılmıştım. Saçları at kuyruğu yapmış,uzun küpelerimi taktım.  

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Topuklu ayakkabılarımı ayağa geçirip, kapıdan çıktım. Salonda oğlumuzla oynayan kocamı gördüğümde gülümsedim.

"Salih."

Salih kafasını kaldırıp bana bakmış,beni baştan aşağı süzmüş,göz göze geldiğimizde gülümsemişti.

"Çok güzelsin kızıl güneşim."

İltifatı karşısında utançla gülümsemiştim, ne kadar zaman geçerse geçsin,bana iltifat ettiği zaman yanaklarım saçlarım kadar kızarıcaktı. Salih halime gülmüş yanıma yaklaşmıştı. İdris'i kucağıma aldığımda kafasını boynuma gömdü. 

"Gitmeyin."

İdris'in yarım yamalak ağzından çıkan kelimeyle sıkıntıyla iç çektim. Salih konuşmama izin vermeden kendi konuşmuştu.

"Anneyle dışarıda işimiz var aslanım iki-üç saate geliriz, Damla yengen,babaannen,amcaların yanında."

İdris dudakları buzmuş,gözleri dolmuştu. Salih'e yaklaşıp fısıldadım.

"Gitmesek mi?"

"Gidiceğiz Güneş ama bizim oğlumuz üzmezse yarın onu parka götürürüm."

İdris park lafını duyduğu anda kafasını heyecanla kaldırmış babasına bakmıştı.

"Tamam gidin ama yarın park!"

Salih'le İdris'in haline gülmüştük. İdris'i Damla'ya bırakıp araba binmiştik. 

"Off ya  gitmese miydik Salih?"

"Yapma güzelim sadece yemek yiyeceğiz hem zaten birisi bizimle geliyor, diğeri de amcaları idare etsin,sevmekle olmuyor,baksınlar biraz."

Salih'in dediğine kıkırdamıştım.  On beş dakika sonra güzel lüks bir restoranda gelmiştik. Yemeklerimizi söylemiş,gelene kadar havadan sudan konuşuyorduk.

"Eee kamyonları patlattınız, Yamaç size yardım eder tabi Koçovalı o."

Evet bizim havadan sudan konuşmalarımız bu silahla,bombalar.

"Biliyorum hayatım onu Selim'le Cumali'ye söyleyeceksin."

"Kahraman?"

"O Yamaç'ın yanında,diğer ikisinden daha mantıklı düşünüyor."

Yemeklerimiz geldiğinde havadan sudan konuşmalarımız son bulmuştu. Eski anıları konuşmaya başlamış, kendimize güzel zaman yaratıyorduk. Yemeklerimiz bittiğinde restorandan çıkmış arabaya binmiştik. Eve giden yolu geçtiğimizde Salihi'e döndüm.

"Eve gitmiyor muyuz?"

"İdris uyumuş, eve gitmeden bir yere daha uğrayalım dedim."

Kafamı sallayarak cevap vermiştim. Araba durduğunda dışarı çıktık. Deniz kenarına gelmiştik. Ayakkabılarımı çıkartıp kuma bastım. Salih elimi tutup yürümeye başladık. Biraz yürüdükten sonra Salih çeketini yere sermişti.

"Sığmayız buna aşkım,sen otur."

"Sen-"

"Otur Salih."

Salih dediğimi yapmış bende kucağına oturmuşum.

"İşte sığdık."

Salih ellerini belime sarmış bende sırtımı göğsüne yaslanmıştım. İkimizde sessiz bir şekilde denizi izliyorduk. Salih boynuma öpücük kondurduğunda gülümseyip ona bakmıştım. 

"Güneşim?"

"Efendim aşkım."

"Doğacak çocuğumuz ister erkek olsun istersen kız ama adı Deniz olsun mu?"

"Bu çok güzel  bir isim Salih. Gerçi ben kız olursa adını Mihriban koyarız diye düşünmüştüm."

Salih gözleri dolduğunda yanağını okşadım.

"İkinci adı olsun mu?"

Sorduğum soruyla göz yaşları akmaya başlamıştı. Göz yaşımın silip yanağından öptüm.

"Ağlama sevgilim."

"İyi ki hayatıma senin gibi biri girmiş. Sen olmasan nasıl yaşardım bu güne kadar."

"Asıl sen iyi ki hayatıma gidin Salih, sen olmasan asıl ben yaşayamazdım."

Dudaklarımız buluştuğunda sevgiye öpüyorduk birbirimizi.

"İyi ki varsın seni seviyorum."

"Sende iyi ki varsın,seni çok seviyorum."


<•••>



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 11, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin