25. Bölüm

351 20 1
                                    

2020

Salih

Bir şekilde hapishanemi değiştirmiş. Armutluya gelmiştim. Beni en kötü koğuşa atmışlardı. Bana söker mi be ,ben neler gördüm. Şimdi sırada Ziya denen adamı bulmak. Medet'i aramam lazım, Armutlu kahvesine gidip yardım alması gerekliydi,öğrendiğim kadarıyla Armutlular bu Ziya denen herifi sevmiyorlarmış.

Birkaç gün içinde telefon bulmuş Medet'i arıyordum, ikinci çalışta açmıştı.

"Alo Medet?"

"Buyrun benim."

"Ulan Medet benim abin Salih."

"Abi!"

"He he dinle beni senden bir şey isteyeceğim."

"Söyle abim senin için her şeyi yaparım."

"Armutluya git,oradaki kahve gir dedi ki beni Vartolu Sadettin gönderdi sizin yardımınıza ihtiyacım var Ziya denen herifi bitirmek için."

Medet'den ses gelmeyince telefonu kulağımdan çekmiş ekrana bakmıştım,kapandığını gördüğümde sinirle iç çektim.Umarım dediklerimi duymuştur.

Güneş

Salih hariç hepsi içeriden çıkmış, eve gelmişlerdi ama benim kocam bir işlerin peşindeydi. Sabır Güneş sabır illa bir bildiği vardır. Benim bu sinirim hep özlediğim içindi.

Yamaç bir tuhaftı eve girmemişti. Kimseyle de sarılmamıştı.

***

İdris ağlamaya başladığında göbeğine hafifçe vurup sakinleştirmeye çalışıyordum. Elimi yanağını okşadığımda kaşlarım çatılmış,alnına bakmıştım.

Ateşi vardı.

Yataktan kalkıp İdris'i kucağıma alıp banyoya girdim. Üstünü çıkartıp ılık bir duş aldırdım. Üstünü değiştirmiş yatağa yatırmıştım. Tekrar ateşine baktığımda biraz geçmişti ama hala vardı.

Ah be Salih, şimdi sen yanımda olsan bana destek olsaydın. Kendimi yalnız hissediyordum.

Üstümü değiştirip İdris'i kucağıma aldım. Saat gece yarısı geçmişti. Odadan çıkıp aşağıya indim. Ayakkabılarımı giymiş kapıdan çıkmıştım.

"Güneş!"

Kahraman bana seslendiğinde durup ona baktım. Kahraman kaşlarını çatıp yanımıza gelmişti.

"Ne oldu?"

"İdris'in ateşi var. Hastaneye gidiyorum."

"Tamam hadi gidelim."

"Zahmet etme."

"Hadi Güneş!"

Arabaya binmiştik. İdris'in alnından öpmüş kendime bastırmıştım. Hastaneye geldiğimizde acile gitmiş. Doktor ateşine bakmış ,muayene etmişti.
Kahraman nöbetçi eczaneden ilaçları alıyordu. İdris kucağımda uyumuştu, alnından öpmüş kokusunu içime çekmiştim. Kahraman arabaya bindiğinde eczane poşetini bana uzattı, elinden almıştım.

"Teşekkür ederim Kahraman."

"Ne teşekkürü Güneş. Sen benim arkadaşımsın ve yengem."

Dediğine gülümsemiştim. Salih'i kabul ettikleri için çok mutluydum.

Eve geldiğimizde odama çıkmış İdris'i yatırmıştım. Bende üstümü değiştirip yanına uzandım. İdris'in yanağını okşamış kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

<•••>

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin