31. Bölüm

313 28 0
                                    

2020

Güneş

Salih ve Yamaç ortadan kaybolmuşlardı. Abilerde merak ediyorlardı nereye gittiler diye. Kahraman bana bilip bilmediğimi sorduğunda ne diyeceğimi şaşırmıştım.

"Kahraman... Ben şey..."

"Bir şeyler biliyorsun ama söylememen gerekli değil mi?"

Kafamı sallamıştım. Ne diyecektim ki zaten. Babamı Yamaç öldürdü diyemezdim. Hani katil olmaktan korkan Yamaç. Evet sen anlatmıştın bir adamı öldürdü diye evi terk eden Yamaç.
Bunları düşündüğümde gözlerim dolmuştu.

"Güneş iyi misin?"

Kahraman merakla bana baktığında oradan kaçmak istedim. Yutkunmaya çalıştığımda yutkunamamış ağzımın içi kurumuştu.

"Ben.. İdris'e bakıyım. Karaca sıkılmıştır."

Eve girip salona gittim. Karaca İdris ile yerde oturmuş oyun oynuyordu. Yanlarına oturduğumda Karaca'ya baktım.

"Yenge bembeyaz olmuşsun."

"İyiyim bir şeyim yok güzelim. İstersen gidebilirsin. Ben İdris'e bakarım."

"Su ister misin?"

"Çok iyi olur."

Karaca ayağa kalkıp mutfaktan bana su getirmişti. Suyu tek dikişte içmiştim.

"Su getirenlerin çok olsun Karacam."

"Afiyet olsun yenge."

Karaca ile beraber İdris'le ilgilenmeye başlamıştım. Akşın gittiğinden beri Karaca ile dert ortağı olmuştuk. Damla ile de iyi anlaşıyorduk. Ayşe eskiden iyi anlaşırdık ama oğlu içeriden çıktığımdan beri oğlunun peşinden ayrılmıyordu.
Kapı çaldığında salondan içeri yeni giren Damla açmaya gitmişti. Damla içeri geri geldiğinde bana seslendi.

"Güneş bir baksana."

Kalıp kapıya yaklaştım, kapıda Salim duruyordu.

"Ne oldu Salim?"

"Yenge kapıda birisi seni soruyor?"

Kaşlarımı çattım.

"Tamam gidip bir bakalım. İçeri girmesin şimdi."

Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım Salim ile yürümeye başladık. Kapıya yaklaştığımda dışarıda duran adamı gördüğümde olduğum yerde donakaldım.

"Amca?"

Demir kapıya yaklaştığım da Salim'e seslendim.

"Salim kapıyı aç!"

Salim kapıyı açtığında dışarı çıktım. Amcamın kolundan tutup kapıdan uzaklaştırdım.

"Senin ne işin var burada? Nasıl buldun beni?"

"Ben istedim mi bulurum. Sende iyi yere kapak atmışsın."

"Düzgün konuş benimle!"

"Bak sen şuna. Büyümüşte kafa tutar olmuş."

"Sen ne istiyorsun söyle de git. Bir daha gelme buraya."

"İnsan amcasını kovar mı yeğenim?"

"Ne istiyorsun?"

Tıslarcasına konuşmuştum.

"Paraya ihtiyacım var?"

"Kimin yok ki."

"Kumar borcum var. Ödemezsem öldürecekler beni."

"Öl amına koyayım banane."

Amcam saçımdan tutup çektiğinde Salim ve Ecevit kapıdan koşarak çıkmış yanıma gelmişlerdi. Amcamdan beni ayırdıklarında ikisi önüme geçmiş silahlarını amcama doğru tutmuşlardı. Ellerimi ikisinin omzuna koydum.

"Tamam gençler sakin."

Silahlarını indirmişlerdi ama hala ellerinde tutuyorlardı. Amcama bakmış işaret parmağımı ona doğru tutmuştum.

"Sende defol git buradan."

Eve doğru yürümeye başladığımda aklıma amcam da kaldığım günlerim gelmişti. Eziyet gördüğüm zamanlar. Evin kapısının önüne oturup sessizce ağlamaya başladım. Kendime çeki düzen verdikten sonra eve girip oğlumla ilgilenmeye başladım.

O adamın da geldiğini unutmaya çalıştım.

<•••>

Perestiş -Salih KoçovalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin