7.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

12.9K 1.3K 256
                                    

   "Sadece...97...Gün..."

  "Tik...tak...saatine bak..."

  
   Öldüm mü?

   Olamaz, daha 98 günüm var...

   Ellerimi alnıma dayayıp doğrulurken derince nefes aldım. Ağrıyan gözlerimi ovuşturup esnerken gelen ses ile kaşlarım çatıldı.

   "Off..." başım resmen çatlıyor. Yaşarmış gözlerimi elimin tersiyle silerken serçe parmağımdaki on kırmızı gülden üçünün siyaha döndüğünü görünce telaşla gözlerim açıldı.

    "Ne zamandır uyuyorum lan ben?!"

    Etrafa endişe ile bakarken kaşlarım daha da çatıldı. Bu çadır da neyin nesi?

    Karışmış saçlarımı geriye atıp çıplak ayaklarımı kalçamın altına aldım ve çadırın açık kapısından dışarı doğru eğildim.

     Ormanın ortasındaydım hâlâ. Keşke şeytan ile iki muhabbetin dizini kırarken nasıl öleceğimi de sorsaydım. Elimi enseme atıp çıplak ayaklarımla dışarı çıktım.

    Vallahi canımı sıkmak istemiyorum ama ölmek için çok genç değil miyim? Depresyon is coming...

    
     Ormanın içini kol gezen rüzgar pembe saçlarımı bir gül yaprağı gibi sallandırınca kaşlarımı çattım. Şu an güllerden nefret ediyor olabilirim.

     "Gidersem bugün bu evden..." Sessiz, eski bir şarkı mırıldanıp çıplak ayaklarıma baktım. Çadırın ön kısmına kilim benzeri bir şey sermişti. Tam da baleye uygun  gözüktü gözüme. Son danslarımdı bunlar. Son şarkılarım. Son konserlerim...hayvanlara ve yabani çiçeklere... "Bu can bu hayat düşer gözümden, ben sana deli divane aşığım..."

  
     Parmak uçlarımda yükseldim ve ayağımdaki yarayı umursamadan kendi eksenimde kollarımı açarak döndüm.

  
    Yıllarca bunların eğitimini almış, gece gündüz şarkı söyleyip söz yazmıştım. Şimdi ise her şeyi elde ettiğimi düşünürken düşüyordum yükseldiğim gökten....

     Şarkıları birbirine karıştırıp bacağımın tekini biraz daha yukarı çıkarttım. Hızlıca geri indirip saçlarımı dağıttım.

     "Ölmeyi bu kadar çabuk kabul edemezsin!" diyerek yumruklarımı sıkmıştım ki arkamdan gelen ses ile olduğum yerde sıçradım.

     "Uyanmışsın." dediğinde yüzünü görünce başım döner gibi oldu. "Sakın yine bayılma." diyerek elini kaldırdı ve sonrasında cebinden bir maske çıkarıp özenle kafasına geçirdi. Derince bir nefes aldım. Yüzünü görmek bana iyi gelmiyordu.

    "Yine?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Kaç kere bayıldım ki?"

       Belindeki kemerden aşağı sarkan tüylü şeye kaşlarımı çatarak baktım. O neydi öyle?

    "Yüzümü gördüğün her seferde." dediğinde gözlerimi bir an gözlerine çevirip tekrardan belinden aşağı sarkan şeye bakmaya çalıştım.

     "Kaç kere gördüm ki?" dediğimde bir an duraksar gibi  oldu ve gözlerini kaçırdı.  Öne doğru eğildim ve kemerine baktım. O neydi cidden?

    "1 gün boyunca uyuyacak kadar." dediğinde gözlerimi yumup tırnaklarıma baktım.

    "Fark ettim. Boşu boşuna uyudum." dediğimde belindeki kemeri çözdü.

    "Dinlenmiş oldun." dedi bilmiş bilmiş. Göz devirdim.

   "Dinlenmedim, olmayan vaktimi kaybettim."

Şeytan İle Anlaşma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin