51.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

6.9K 978 152
                                    

      "Sadece...40...Gün..."

      "Bana duygulardan bahset küçük kız, herkesin övündüğü ama asla sahip olamadıklarından..."

      Öksürerek gözlerimi açtığımda etrafı bir müddet bulanık gördüm. Neler olmuştu böyle? Neden bedenimi kontrol etmekte zorlanıyorum?

     Elimi kaldırmak istedim ama öyle bir acı saplandıki nefesim kesildi. Buruşturduğum yüzüm ile sağ koluma baktım korkarak. Saatin  olduğu kolum yara bere içindeydi.

      Korkuyla etrafa baktım. Hastaneden bozma bir hücre miydi bu?

      "Günaydın." dedi biri. Bir Türk?

     Telaşla olduğum yerden etrafa baktım. Az önce uyanan ben değilmişim, beş saatlik bir koşudan geri dönmüşüm gibi. Nefes nefese bakınıyordum etrafa.

    
      "Neredesin?" dedim bir umutla. Yattığım yatağın tam karşısındaki parmaklıkların önünden biri geçti. Burnuma dolan metalik koku midemi bulandırdı. Lehim kokuyordu etraf.

      "Yakınlardayım." diyerek yüzünü bana döndüğünde yüzümdeki tüm umut paramparça oldu. Zaten aptal mıyım neyim? Yardım edecek olsa şimdiye bunu yapmaz mıydı?

     "Ne istiyorsunuz benden?" dediğimde çekil gözlerini kısarak yüzüme baktı.

      "Senden pek bir talebimiz yok. Sadece saati almak istiyoruz. "dediğinde kaşlarımı çatarak saate baktım.

      "Alsaydınız ya o zaman!" demiş, bağırdığım için bir an midem ağzıma gelmişti. Kaşlarımı çattım. Bedenimde bir tuhaflık vardı. Neden bu kadar yorgun hissediyordum?

 
      "Bu saatin tam olarak ne olduğundan haberin yok değil mi?" diyerek karşı odaya geçti ve bir sandalye alıp parmaklıkların diğer tarafına kuruldu. Yüzünde eğlenen bir ifade vardı.

    "Bilmiyorum. " dedim biraz bir şeyler bilsem de. "Bilmek de istemiyorum. Madem siz biliyor ve istiyorsunuz, neden çıkarmadınız?"  dediğimde gülümseyerek saate baktı.

      "O küçük şey dünya üzerindeki miyonlarca insandan daha akıllı. " gözlerinde gezinen garip bir hayranlık vardı. Uzun uzun saate baktı. "Ama bir problemi var  elbette. " dedikten sonra yüzündeki memnuniyetsiz ifade bana döndü.  "Sözleşme ve kuralları."

     Kaşlarımı çatarak derince nefes aldım.

     "Ben bunu satın almadım, üstelik sözleşme de yapmadım. Hiçbir yazının altında imzam yok!"

      Gülerek yüzüme baktı. Utanmasa kahkaha atacaktı şerefsiz.

      "Tabii ki satın alamazsın. Biri bunu sana gizlice vermiş olmalı. Bu saatin para biçilmez olduğu bir gerçek. " Tırnaklarını ritmik bir şekilde sandalyeye vururken gözlerini yere odaklamış düşünüyordu sanki. "Saati çıkaramayız çünkü sen ölürsen saat kendini imha eder. Kancalarını bir kere atar damarına saplamış, kalbin durduğu an bum bum!"

     Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. İncelediğim odadan gözlerimi çekip mahvolmuş koluma baktım.

     "Bu yüzden mi çıkaramadınız?" dediğimde başını sallayınca gülümsedim. "O zaman siz gg oldunuz beyler. " demiş ve tepeden bir bakış atmıştım.

     "Ne demek istiyorsun?"

      Gülerek yüzüne baktım. Hastane sedyesine kelepçelemişlerdi ayaklarımdan birini. İnsaf edip uzun bir zincire vurmuşlardı...

Şeytan İle Anlaşma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin