69.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

6.4K 980 170
                                    

    "Sadece...18...Gün..."

    "Ruhumu dinlendiriyorum, bedenim çoktan kayıp..."

  Hafifçe çekiştirilen saçlarım ile yüzümü buruşturduğumda Onur elindeki yelpazeyle Mahmut'un kafasına vurdu.

    "Kızın canı yandı!" diyerek bir de azarlayınca Mahmut da sinirlenmişti.

     "Zaten bir bok biliyormuşum gibi ikidir şu saç işi bana kalıyor,sen de konuşup canımı sıkma." dediğinde alt dudağımı ısırarak Onur'a baktım. Kahverengi gözlerini kısmış ve Mahmut'a bakmıştı.

     "Biraz tırstım." diye fısıldadığında gülmüştüm.

     Dışarıda hep beraber otururken Güray ve Gökhan yiyecek bir şeyler getirmişlerdi.

     "Bu arada isminiz neydi?" dedim aramıza yeni katılan adama. Mavi gözlerini gözlerime çeviren adam yuvarlak gözlüğünü geriye ittirdi.

    "Fatih."

    Başımı sallayarak onu onaylamak istediğimde Mahmut saçlarımı sıkıca tutmuş, kafamı zorla sabit tutmuştu.

    "Bize şu hikayeyi bir de siz anlatır mısınız? Sonuç olarak hepimiz az buçuk bir şeyler biliyoruz ve bir şeylere de karıştık." dediğimde askerler de dönüp mavi gözlü adama bakmışlardı.

    Ellerini gergince ovuşturan adam daha sonrasında uzamış sakallarını okşadı.

    "Aslında durum bir hayli karışık. Saatin tasarımı bana ait olsa da bunu tek başıma yapmam pek mümkün değil ki eğer saati iyice incelemiş ve onunla iletişime geçmişsen ne demek istediğimi de anlamış olmalısın." diyerek gözlerime bakıp onay istedi.

    Alt dudağımı ısırdım.

    "Beni korkutan şey sınırlarının olmayışından ziyade benimle insan gibi konuşması oldu." dediğimde gülerek gökyüzüne bakmıştı.

    "Bunun için ne kadar uğraştık bir bilsen. Başta iki farklı saat tasarlamıştım. Biri sağlık için biri askeri için. Ama sonrasında bu ikisini birleştirerek güçlü bir askeri silah hâline getirme fikri daha da aklımı çelmişti." dedikten sonra uzanıp portakal suyu dolu bardaklardan  birini eline aldı.

     "İki tane tasarladığım saatlerden birini rafa kaldırdım ve ikisini birleştirecek yazılım üzerinde çalışmaya başladım. Mikrofon her gün açık kaldı. Gün içerisinde kullandığım her kelimeyi açıkladım, örneklendirdim ve veri tabanına bir bir işledim. Sorulara cevaplar ile birlikte espriler bile verebilecek düzeye getirdim. Sonrasında ise onu bir hacker yapma fikri çok cazip geldi. Tek bir komut ile tüm siber güvenliği delip geçebilecek bir hâl alması pek beklentilerim arasında yoktu. Ama muzicevi bir şekilde kendisi siber alandaki açıkları çok hızlı bir şekilde bulup açığı ortaya çıkarıyordu ve sonrasında ise bunu sahibinin dilediği şeylere göre kullanıyordu. " dedikten sonra bir yudum aldı portakal suyundan.

   Aslına bakarsak Çin'de de tamamıyla bu olmuştu. Mimi benim için tüm kuralları çiğnemişti.

    "Bu yüzden acilen bir şeyler düşünmem gerekti. Eğer bu kadar güçlü bir siber silah kötü amaçları olan birinin eline geçerse büyük bir felakete sebep olabilirdi." dediğinde derince bir nefes aldım. Allah'tan dünyayı karıştırmak gibi bir emelim yoktu.

     "Sonrasında ilk düşüncem bu Türklerden başkasına gitmesin oldu. Peki saat takıldığı kişinin Türk olup olmadığını nasıl anlasın?" dedikten sonra gülerek öne eğilmiş, heyecanla bir film anlatır gibi yaptıklarını anlatmaya devam etmişti. "Önce uydudan coğrafi konumu ve koordinatları bulmasını sağladım. Sonrasında teyit etmek için kişinin kişisel telefonunu hacklemesini ve oradan sistemine sızıp öğrenmesini falan filan. Böylece önünde sonunda takıldığı kişinin kimliğine ulaşabiliyordu. Sonra bunun çok da gerçekçi bir çözüm olmadığını fark ettim. Türk olduğu için kötü olmayacak diye bir kaide yoktu."

Şeytan İle Anlaşma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin