"Sadece...69...Gün..."
"Aşk, bir yanık kokusudur..."
Elimdeki poğaçadan bir ayı gibi , devasa mı devasa, bir ısırık alırken gözümün önüne gelen sincap ile gözlerimi kocaman kocaman açtım.
"Cık cık cık cık, bık bık bık bık...cü cü cü cü..."
Ben mi sincabın dikkatini çekiyordum yoksa sincap mı benim dikkatimi çekiyordu? İkimiz bir an bakıştıktan sonra ağzımdaki devasa parçayı olanca gücümle sincaba tükürdüm.
"Ye." dedim sırıtarak.
Yerdeki poğaça parçasına baktı uzun uzun. Ben de tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktım. Yemeyecek miydi cidden?
"Bak bulamazsın böylesini . O kaşarlıydı. " dediğim sıra içeriden Onur seslendiğinde ben de dönüp, aralık olan bahçe kapısından içeri, bağırdım.
"Az dur! Sincap buldum! Geleceğim birazdan!"
Sincap bağırmam ile koşarak tükürdüğüm poğaçayı alıp ormandan aşağı koşmaya başlayınca ben de aceleyle peşine takıldım.
"Lan dur! Daha dedikodu yapacaktık!"
Sincap atlaya zıplaya geçtiği ağaçlara bakarak elimdeki poğaçadan ufacık bir ısırık aldım. Belki başka sincaplar görürdüm ve onlara verebilirdim. Sessiz sessiz sincabı takip edip, başını kaldırmı ağaç dallarına bakıyordum. Çünkü manyak sincap bir maymun olmalıymış ki daldan dala atlıyordu.
En son önüme bakmadığımdan ayağımın kaymasıyla kıç üstü yere düşmem ve uzun bir kısımdan kayarak aşağı inmem bir oldu. Birkaç defa yuvarlanmış ve sırtımı sert bir yere çarpmıştım.
"Ananı..." dedim kendi kendime. "...az daha Mel defterimi kendi ellerimle kapatıyordum." dedikten sonra ellerimi yere koyup toprak olmuş poğaçama baktım.
"Benim bahtım kara..."
Poğaçayı alıp kenara koymak için bir adım atmıştım ki ayağımın altındaki toprak birden bire kaydı. Heyelan!
"Hey- lan!"
Ayaklarım toprağa batarken toprakla birlikte aşağı sürüklenen bedenimi durdurmak adına can havliyle bir yerlere tutunmak istedim. Ama ellerim bir tek zemine saplanıyordu, zaten beni alıp götüren de oydu!
Tırnaklarımın içine dolan toprak ile boğazım yırtılırcasına bir çığlık attım. Bacaklarım toprağın altında ezilirken can havliyle tırnaklarımı daha da batırıyordum toprağa. Bacaklarıma batan ufak taşlar, çalılar ile gözlerim acı ile doldu.En son heyelan durmuş, kendimi yarı toprağa gömülmüş bir hâlde bulmuştum. Canlı canlı gömülmediğim kalmıştı. Ağlamak üzere dolan gözlerimle ellerimi dayayıp toprağın altında kalan bedenimi yukarı çekmeye çalıştım. Kollarıma aşırı yüklendiğim için küçük bir dal gibi tir tir titriyor, biraz daha zorlarsam kırılacak olmalarından korkuyordum.
Nefes nefese kendimi sırt üstü yere attım. Hepsi aptal sincap yüzüne olmuştu. Sadece apdal bir sincabı beslemek istediğim için.
Saçma hayatına saçma sapan anılar eklemekten kendimi alı koyamadığım gerçeği yüzüme çarparken derince iç çektim. Bacaklarım toprağın ağırlığı ile gittikçe acıyıp uyuştuğunu hissediyordum. Uzun süre burada kalırsam sonuçları pek iyi olmayacaktı ve sol bacağım felaket derecede acıyordu.
Kendi kendime çıkmaza düştüğüm gerçeğini kabullenmeme adına düşüncelere daldığım sıra önüme seke seke gelen sincap ile tek kaşım havaya kalktı. Uzunca bakıştık. O bana baktı, ben ona baktım. Bir müddet , nispet yapar gibi, iki ayağının üzerine kalkıp bana tepeden bakış attı. Doğru, kollarım ve kafam hariç bedenimin toprak altında olduğundan boylarımız eşit sayılırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan İle Anlaşma
Fantasi-KORKU YOK- ŞİMDİ HEM WATTPAD HEM DE TÜM KİTAPÇILARDA Aşk# 1 / 14.05.2021 Romantizm#1 / 21.05.2021 Bilimkurgu#2 / 03.06.2023 "NOT: Kurgumuz Ritim Sanat Yayınları tarafından basılmıştır. https://rit...