62.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

6.7K 997 303
                                    

     "Sadece...30...Gün..."

    "Ölüm de doğum gibi, bir sonun başlangıcı..."

    Gönlümde büyük bir yara vardı. Öyle halledilecek bir şey de değildi. Bugün kavuşsam yarın kaybedeceğim bir gerçek vardı ortada.

    Bugün bitmiyordu, yarın ise çok hızlıydı... Aptal bir zaman anlayışı vardı.

    Penceremin camı tıklandığında arabanın kapılarını açtım ve uzun siyah botlarımı zemin ile buluşturdum.

    "Say 'hi' to my friends."(arkadaşlarıma 'merhaba' de.) diyen Lui ile etraftaki adamlara baktım.

     "I want to say 'wow'."( Ben 'wow' demek istiyorum.) diyerek silahlı çeteye baktım. Gerçekten vay vaydı.

    Tabancalar, koca koca silahlar, ne oldukları hakkında ise en ufak fikrim yoktu ama sanki biri keleşti. Keleş miydi?

     Kaşlarımı çattım.

     "Let's go!"(hadi gidelim!) diye bağıran Lui ile dönüp yüzüne ve sonrasında adamlara baktım.

    Herkes arabalara bindiğinde derince nefes alıp eldivenlerimi düzelttim ve elimi Bluetooth kulaklığa attım.

     "Artık kavuşma zamanı."

    Arabama bindiğimden rotası çoktan belirlenmiş olan yola çıkmıştık. Mimi tarafından hackelenen Google harita'lar üzerinde gezinmiş ve sonrasında aslında ulaşmak istediğimiz yerin görüntülerini almıştık.

    Bir bilim merkezi.

     Pek de güzel bir bilim merkezi değildi. Türkiye'nin  ASELSAN'ı gibiydi. Teknoloji, biyoloji, kimya ve fizik gibi dalların birleşip ülke adına silah üretildiği bir yerdi.

    Güzel kısmı fazla teknolojikti ve teknolojiyi avucunda oynatan biri vardı.

     Mimi...

     "Sonunda beklediğim sahne..." diyerek bir anda ortaya çıkan şeytana göz ucuyla baktım.

     "Artık bir anda olmayan şeyler korkutucu gelmeye başlıyor. " dediğimde gülerek siyah saçlarını geriye attı ve siyah bir spor şapka taktı başına.

     Bu sefer aşırı ama aşırı derecede yakışıklı bir adamın kılığına girmişti. Kumral bir teni olan, gözleri iri, kaşları kalın ama biçimli bir adamdı.

     "Alışkanlık yaparım, doğrudur."

    Tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktığımda göz kırpıp başını geriye attı ve ellerini öne çıkardı. Tırnaklarından yere dökülen siyah dumanlara merakla bakarken avcu içerisinde oluşan silaha baktım gözlerimi kocaman açarak.

     "Onu ne yapacaksın?" dediğimde tek kaşını kaldırarak bana baktı.

    "Sence?"

    Silahı bir anda yüzüme çevirip ateşlemesiyle çığlık atarak kendimi geriye attım ancak alnıma çarpan mermi, tenime değer değmez, siyah bir toz bulutu olup kaybolmuştu.

     "Lan!" diye çığlık attım. "Ödüm koptu!" diyerek elimi kalbime koyduğumda dudağının bir kenarı kıvrılmış ve gülerek gözlerime bakmıştı.

    "Alışman gerek diye düşünmüştüm."

   Anlamayarak yüzüne baktığımda kaşlarını alayla havaya kaldırdı.

     "Gittiğin yerde sana su tabancasıyla ateş etmeyecekler. " dediğinde gözlerinin içine baktım.

    "Böyle öğrenmeme gerek var mıydı?" dediğimde gülümsedi.

Şeytan İle Anlaşma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin