35. Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

7.9K 1K 145
                                    

    "Sadece...62...Gün..."

    "Adalet var olduğundan hangi aptal söz etti?"

    Öksürerek uyandığımda korkuyla ellerimi boğazıma götürdüm. Biri sıcak elini çıplak sırtıma koydu ve hafifçe doğrultu.

    "Sakin ol! Sakin ol!" diyerek uzanıp da garip bir şişe aldı ve dudaklarıma götürdü. Ne olduğunu sorgulamadan içtiğimde biraz olsun kendime gelmiştim. Suydu.

      Derince bir nefes alıp yutkundum. Gözlerimi kırpıştırarak etrafa baktığımda kaşlarım çatıldı. Burası da neresiydi böyle?

     Meraklı bakışlarım Yiğit'in çıplak sırtıma koyduğu hırkası ile son buldu. Boğazıma kadar uyku tulumu kapalı olsa bile telaşlanarak elimi tulumun üstüne koydum.

     "İyi misin?" Dediğinde kıpkırmızı olduğuna yemin edebileceğim yanaklarıma yüzüne bakıp gülümsedim.

    "Evet."

     Sesim bana ait değilmiş gibiydi. Biraz boğuk, biraz çatlak. İki üç kere öksürüp sesimi düzeltmeye çalıştım.

     "Kıyafetlerini yıkadım ve kuruttum. Çıkarmak kolay olsa da giydirmek uygun olmazdı. Bu yüzden, uyandığında giyersin diye de kaldırdım." dediğinde gözlerimi kaçırdım. Ne gerek var benim bu detayları bilmeme? Üstelik çıkarmak kolay mıydı?

    Wow, wow , wow...

    Ayılır ayılmaz şeytan gibiyim.

    Şeytanın adını anmamla yüzüm buruştu. Yiğit görmeden yüzümü başka tarafa çevirip tükürdüm.

    Püüü, şeytan gördün yüzünü.

    Hay ben bizim deyimimizin.

    Sessiz sessiz yatıyordum. Hiçbir şekilde hareket edemiyor, başımı bir sağa bir sola atmak dışında da bir eylemde bulunmuyordum.

     Yiğit elindeki odunları kenara attıktan sonra üstünü sirkeledi. Derince bir nefes aldım. O kadar uyumama rağmen hâlâ uyumak istiyordum.

      "İyisin değil mi?" diyerek şömine önünde eğilmiş, odunları özenle ateşe atmıştı. Etraf sıcaktı. Genelde toprağın altı soğuk olurdu. Çok toprak altına girdiğimden değil de ilkokul fen bilgimden atıp tutuyordum.

     Uyuşmuş ellerimi açıp kapatırken derince nefes aldım. Sanki parmaklarım kırılmıştı ve biri onları tutup birbirine yapıştırmıştı. Ve bu çok can yakıcı bir histi.

     "Vücudun ezikler ile dolu." diyen Yiğit ile alt dudağımı yaladım. Sonuç olarak o kadar toprağın içine gömülmüştüm. Tabii ki ezilirdim.

     Gözlerimi kırpıştırdığım sıra Yiğit ayağa kalkıp ellerini çırptı. Yandan bir tahta aldı ve yanıma çekti. Yanıma oturduğunda gözlerimi kaçırdım.

     "Önce dur bakalım. Kımıldama." dedikten sonra tekrardan ayağa kalktı ve kenarda duran siyah çantalardan birini açtı. İçerisinden çıkan küçük bir çanta ile yanıma geldi.

      "Önce şu yaralarına pansuman yapalım." diyerek omuzlarımı biraz açınca ağzımı açmıştım ki tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı. Yutkundum. Boğazımdan aşağı bıçak indi sanki.

   
       Eline bir krem sıktı ve sonrasında omuzlarımın üst kısımlarına sürmeye başladı. Nefesimi tutmuş, yüzüne bakmamak adına tahtayla desteklenmiş tavana baktım. Doktor gibi düşünmek lazımdı. O bir doktor olabilir. Neden olmasın, zaten şu an beni tedavi ediyor.

Şeytan İle Anlaşma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin