İyi okumalar❤️Geldiğimiz yer kalabalık bir caddeydi. Toprağa bakıp açıklama yapmasını bekledim. Aksi halde burda ne işimiz olduğunu anlamamıştım.
"Hem yürüyüş gibi bir şey olacak hem de çocuklar istedikleri şeyleri alacak." dedi Toprak. Tek kaşımı kaldırdım.
"İstediklerini alacaklar derken? Ordan bakınca zengin birine mi benziyorum?" dedim. Tam ağzını açmış konuşacakken işaret parmağımı kaldırıp durdurdum.
"Sakın bana ben alacağım veya hediyem olacak zırvalıklarından bahsetme. Buna bir kere izin verdim bir daha olmaz." dedim net bir şekilde.
"İdolümsün yenge, yürü kim tutar seni be!" dedi Ece. Toprak ona bakıp uyarıcı bir bakış atınca eliyle ağzına fermuar hareketi yaptı.
"Tamam senin istediğin gibi olsun. Ama Elif Sudenin istediklerini alırım. Çünkü geçen seferde Berata bir hediye almıştım değil mi?" dedi Toprak. Elif anında öne atladı.
"Gökkuşağı saçlı barbie bebek istiyorum. Lütfeeen!" dedi. Elimi alnıma vurdum.
"Allah'ım ne günah işledim ben!" dedim yakınarak.
"Ben alıcam sana o bebekten tamam mı?" dedi Toprak Elife. Elif ise yerinde ellerini çırparak zıpladı.
"Ya ben nolucam?" diye sordu Berat. Ece sırıtarak dirseğiyle koluna vurdu Beratın.
"İstiyorsan bende sana bir şeyler alayım." dedi. Berat Eceye bir bakış attı sonra bana döndü.
"Benim oyun konsolum bana yeter. Bir şey istemiyorum." dedi. Ece homurdanırken ben kahkaha atıyordum.
"Sağol Ece, beni büyük bir dertten kurtardın." dedim. Ece eski haline dönüp sırıttı.
"Eyvallah yengecim, her zaman." dedi elini kalbine koyup başını öne eğerek.
"Hadi o zaman böyle beklemeyelim. Başlayalım!" dedi Toprak.
Hepimiz onu onaylayıp yürümeye başladık. Elif Sudenin bir elini Berat bir elini de Ece tutmuştu. Beratın yine bir şeyler homurdandığını duydum ama anlayamadım. Benim yanımda da uzun boyuyla gülümseyerek yürüyen bir adet Toprak vardı. Bir eli cebinde diğer eli ise salınıyordu. Elimi tutmaya mı çalışıyor bu?
İç ses: Bırakta tutsun işte, ne naz yapıyon?
Sana ne ya, Allah Allah!
Birden elimde hissettiğim el ile nefesim kesilir gibi oldu. Dur bakim!
Evet, nefes alıyorum. Tamam, sıkıntı yok.
Toprağa dönüp baktığımda mahçup bir bakış atmıştı. Yaa ama gelde kız şimdi. Bu bana yapılır mı aga?
"Kalabalıktayız yine, bir sorun olmaz değil mi?" diye sordu. Kafamı salladım 'olmaz' anlamında. Konuşmaya gücüm yetmiyordu şu an.
Rabbim, ben çok mu bilmiş bilmiş konuştum acaba? Bana bu çocuğu niye gönderdin?
Biraz daha yürüdükten sonra Elif bir oyuncakçı dükkanı bulmuştu bile. Ece de ona eşlik etmişti. Dükkanda gördükleri her oyuncağa 'ayy bu çok güzel' diyip birbirlerine gösteriyorlardı. Bense birazdan pembe kusacaktım sanırım.
Berat oyuncak araba reyonuna gitmişti ve küçük minyatür arabaları inceliyordu. Ay kıyamam kuzuma ya, ona da alayım istediği bir şeyi!
Yanına ilerleyip elindeki minyatür BMW'ye baktım. Çok güzel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...