25.Bölüm

502 37 40
                                    


İyi okumalar♥️


"Allah senin belanı vermesin Kuzey. Allah seni bu okuldan mezun etsin Kuzey. Allah seni Erkan amcanın elleri arasına bıraksın Kuzey. Çöllere düşte Eylülünü ararken Güney tarafına doğru yürü Kuzey. Matematik dersinden kal Kuzey. S*ktir git Kuzey." dedim sonunda bağırarak. Erkekler tuvaletinin önünde kapıya yumruklar atarak Kuzeye öfkeyle bağırıyordum.

Yine ve yine saçımı çekmişti. Bende diyordum uzun zamandır saçımı çekmiyordu, herhalde unuttu. Ama nerde?

"Sıla, özür dilerim ya. Tamam bir daha çekmicem bak valla, hadi rahat bırak beni." dedi hala erkekler tuvaletindeyken.

"Yemin etme salak! Sanki bilmiyorum ben seni yine çekecen saçımı. Ulan anlamıyorum, niye çekiyorsun saçımı? Ne alıp veremediğin var saçımla? Hayır çirkinse söyle düzelteyim. İlla beni çıldırtman mı gerek?" dedim sinirle ve kapıya bir tane daha yumruk geçirdim.

Kuzey bu seferki vuruşumun sertliği ile hızla kapıyı açmıştı ve şaşkınca bana bakıyordu. Kapıdan uzaklaştığımda hala sinirliydim. Yanıma gelip elimi avuçlarının arasına aldı. Naptığını anlamaya çalıştım. Elime baktığımda ise şaşıran ben olmuştum.

Deminden beri sayısız yumruklar atmıştım kapıya ve son vuruşumla elim kana bulanmıştı. Parmaklarım parçalanmış ve kanıyordu. Kanı görmemle gözlerimin kararması bir oldu.

Yazardan devam

Kuzey hızla Sılayı tutup kollarına aldı ve revire ilerledi. Saçını çektiği için çoktan pişman olmuştu. Halbuki çok seviyordu Sılanın saçlarıyla uğraşmayı. Onu sinirlendirdiğinde ise kaçacak delik arardı. Fakat Sılanın sinirini kontrol edemeyip farkında olmadan kendine zarar verdiğini görünce çok endişelenmişti. Bunun son olacağını aklına kazımıştı.

Revire geldiğinde onu ordaki sedyeye yatırıp ilk yardım malzemelerinin olduğu dolaba bakındı. Pansuman için gerekli malzemeleri alıp Sılanın yanına oturdu. Eline dikkatlice pansuman yaparken revire hızla giren Toprak ile yerinde sıçradı.

Toprak, Kuzeyi kollarında Sılayla revire girerken görünce koşarak gelmişti.

"Noldu Sılaya?" diye aceleyle sordu. Kuzey geri önüne dönüp pansumana devam ederken cevap verdi.

"Saçını çektiğim içim ondan kaçıp erkekler tuvaletine girdim. Bana sinirlenip bağırarak kapıya sayamadığım kadar çok yumruk attı. En son sert bir şekilde vurunca korkup çıktım tuvaletten. Ama elini görünce bayıldı. Kan fobisi var." dedi sakince. Sılanın elini sargı beziyle dikkatlice sarmıştı. Keşke kendi elleri sargı bezinde olsaydı da çekmeseydi Sılanın saçlarını diye düşündü.

"Tanıştığın günden beri çekiyorsun saçlarını. Amacın neydi?" dedi Toprak sinirle. Kuzey hüzünle kafasını eğdi. Cevap vermedi. Toprak derin nefes alarak sinirini kontrol altına aldı.

Sıla, onunla olan olayını Kuzeye anlatmış olsaydı en başından kovardı onu revirden. Ama anlaşılan o ki dünki olaylardan Kuzeyin haberi yoktu. Toprak hissettiği suçluluk duygusu ile geri adım attı.

"Benim gitmem gerek. Onu yalnız bırakma olur mu?" dedi ve gitti. Kuzey arkasından bakarken düşünceliydi. Yanında kalmak için bahane üreteceğini sanmıştı. Ama o resmen bahane üretip kaçmıştı.

Aradan beş dakika geçmişti ve çoktan ders zili çalmıştı. Ama Sıla hala baygındı. Revirin kapısı açıldığında Kuzey bakışlarını gelene çevirdi.

"Yatan kızın adı ne?" diye soran nöbetçi öğrenci, adını ve soy adını not alıp gitmişti. Büyük ihtimalle müdür yardımcısından izin alacaktı.

KANKALARIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin