İyi okumalar ♥️
Medya:Kuzey
"Bir şey mi oldu Sıla? Ne yapıyon?"dedi Rüzgar. Ee çocuk haklı tabi arkasına saklandım.
"Rüzgar bak az önce Burçin denen kızı kolundan tutup götüren çocuğun yanında ki çocuk bana bakıyor. Bak şurda!" dedim gözlerimle oraya bakmasını işaret ederek.
Rüzgar oraya baktığında çocuk yine buraya baktığından yine gözlerini kaçırdı. Sonra bizim komple ona baktığımızı gördüğünde arkasını dönüp gitti.
Bize baktığımda Kuzeyle Eylülün de ona baktığını gördüm. Lan ne bakıyonuz çocuğa gömülecek gibi.
Kalabalık dağılmaya başlayınca biz de dağıldık. Bizim kafeye gidecektik yine. Susun kimseye söylemedim. İzinsiz gidiyorum. Arada böyle kaçamaklar bizim de tek ekşınımız napalım!
Kafede her zamanki masamıza oturup günün özetini geçmeye başladık. Konu birden bana bakan o çocuğa gelince tüylerim diken diken oldu.
Evet o çocuktan korkmuştum. Hiç de yakışıklı değildi ve saçları kısaydı. Nee? Ben bir çocuğa bakacaksam önce saçına bakardım. Ayrıca bu dünyada ki bütün erkeklerin tipsiz olduğunu söylerdim. Onların sadece kalpleri yakışıklıydı. Benim için tabi. Çocukluğumdan beri erkeklere bir düşmanlık beslemiştim. Niye bilmiyordum. Bilsem de ne fark edecekti? Sevmiyordum işte! Bir tek Rüzgar ile Kuzeyi sevmiştim.
Onlarla da zaten çok zor arkadaş olmuştuk."Sıla, Sıla ya. Burdayız Sıla, dünyadayız. Aramıza dön! Hah tamam geldin değil mi?"dedi Eylül beni sarsarken.
"Haa ne, geldim geldim söyle."dedim.
"Varya Sıla sana şöyle söyleyim. Erkekler kızları anlamaz ya, hah bende senin bu dalmalarını aynı o şekilde anlamıyorum."dedi Kuzey sırıtatak. Dil çıkarttım.
"O çocuk varya çıkışta ki, sana bakan. 12. sınıftaymış Adı Toprak. Sadece bir arkadaşı varmış. O da Burçinin sevgilisi Umut. Fazla bir şey öğrenemedim çocuk hakkında. Şimdilik adını ve arkadaşının adını biliyoruz."dedi Rüzgar. Ne büyük bilgi ama.
"Aman bir salak bana bakmış biz kafamıza takmışız. Boş ver, bir daha bakarsa o zaman konuşuruz bu konuyu. Belki sadece birine benzetti beni. Olamaz mı?"dedim. Bence olurdu. Önemsiz biri için kendimi yoramam ben.
"İyi bakalım öyle olsun."dedi Rüzgar.
Kafeden birer kahve içip çıkmıştık. Sonrasında herkes evine dağılmıştı.
Eve vardığımda kimsenin olmayışının keyfini çıkartmak istedim. Son ses müzik açıp salak hareketler yapmaya başladım.
İstesem güzel dans ederdim ama güzel müzik yoktu. Sonunda güzel bir müzik bulmuştum. Müziğe uygun dans etmeye başladım. Hem doğaçlama bir şekilde dans ediyordum hem de yaptığım hareketleri aklımda tutmaya çalışıyordum. Müzik bittiğinde terler içinde kalmıştım. Dans etmeyi seviyordum ve oldukça başarılı olduğumu düşünüyordum. Ama babam beni bir dans kursuna yazdırmaya üşenmişti.Bu kadar hareketin ardından kum turbamın karşısına geçip iki üç yumruk attım. Bu kum torbasını kendim yapmıştım ve görenler hayran kalmıştı. Marifetliyim ya!
Duşa girip çıktım ve rahat bir şeyler giydim. Uykum geldiği için uyumuştum.
***
Uyandığımda sabah olmuştu. Ay okula geç kaldım!
Hızla yataktan kalktım ve saate baktım. Yanlış alarm okula daha bir saat vardı. Off şimdi ben bir daha nasıl uyuyacaktım? Lanet huyum yüzünden, bir kere uyandım mı bir daha uyuyamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...