İyi okumalar ♥️
Medya: Kuzey ve Eylül (temsili)
Yine yorucu olacağından emin olduğum bir güne gözümü açmıştım. Yatakta oturur pozisyona geldimde karşımda annemi görünce irkildim.
"Anne napıyon Allah'ını seversen? Ödüm bir yerlerime karışıyordu."dedim. Annem elinde tuttuğu şeyi gözüme sokarcasına önümde salladı.
"Bu kimin hediyesi? Üstünde adın yazıyor."dedi. Elindeki pakete baktım. Hemen alıp parçalarcasına açtım. İçinden imzalı forma çıktı.
"Aaaaa, Fernando'nun imzası. Aaaaa, Fatih abinin imzası. Allaaaah!" dedim ve sevinçle çığlık atıp dans etmeye başladım. Annem 'delirmiş bu kız' bakışlarıyla beni izliyordu. Hızla odaya babam girdi.
"Noluyor lan? Biri mi var evde?"diye endişeyle sordu.
"Kızına biri imzalı forma hediye etmiş. Fatih abisiyle, Fornondo mu Farnando mu öyle birinin imzası."dedi annem. Babam şaşkınca gelip elimdeki formaya baktı ve daha da şaşırdı.
"Kim aldı kız sana bunu?"dedi.
"Toprak."dedim. Sonra devam ettim."Valla ben bir şey demedim. Ama hediyeyi geri çevirmek ayıp olur şimdi."dedim sırıtarak. O forma benim, kimseye vermem!
"Bu çocuk her ne kadar canımı sıksa da patronun oğlu olduğu için bir şey diyemiyorum."dedi babam.
"Boş ver baba. Ben uzak tutuyorum onu kendimden."dedim.
"İyi yapıyorsun. Neyse hadi hazırlan sende geç kalma okuluna."dedi ve odadan çıktı.
Sesime uyanıp yanıma gelen Berat elimdeki formayı görünce uykulu gözlerini sonuna kadar açtı.
"Abla bana hediye mi aldın? Hiç gerek yoktu. Teşekkür ederim!" dedi ve formayı almaya çalıştı. Hemen formayı buruşturup tişörtümün içine soktum.
"Avucunu yala Berat. Bu forma benim. Ölsem vermem!" dedim. Berat yüzünü buruşturdu.
"Senden gizli giyip de maça gitmeyenin adı Berat değil."dedi. Gözlerimi kıstım.
"Hele öyle bir şey yap. Asıl seni dövmeyenin adı Sıla değil. Yerden bitme ergen."dedim. İçerden annem bağırdı.
"Kardeşinle düzgün konuş Sıla."
"Tamam anne."dedim ve yataktan kalkıp hazırlanmaya başladım. Berata tehdit dolu bakışlarımı atıp odanın dışına iteledim ve üstümü değiştirdim.
Mutfağa geçip annemin hazırladığı kahvaltıdan bir kaç bir şey atıştırıp dışarı çıktım. Telefona kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Bir kaç dakika sonra servis gelmişti.
Arka koltuğa oturduğumda önümdeki koltuktan Toprak arkasına dönüp konuştu.
"Hediyeni beğendin mi?"
"Şaka mı yapıyorsun? En sevdiğim futbolcuların imzaladığı bir forma... Gerçekten çok teşekkür ederim."dedim. Toprak bana 'spidermanle çıkıyorum' demişim gibi baktı. Alışık değil tabi böyle davranışlarıma. Hep terslediğim için.
"Sen iyi misin? Kafana saksı felan mı düştü?"diye sordu.
"Yok ya! Söz konusu Galatasaray olunca biraz heyecanlanıyorum. Sana özel bir şey değil merak etme."dedim gülerek.
"Haa tamam, önemli değil. Şey bir şey sorabilir miyim?"dedi çekimser bir tavırla.
"Sor."dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...