İyi okumalar ♥️
Babamı mutfağa götürüp bir şeyler yedirdikten sonra hala şoktan çıkamadığı için yatağına yatırıp uyutmuştuk.
Biz de salona geçmiştik. Şu an sinirden sol bacağımı titreterek karşımda ki koltukta oturan Toprağa bakıyordum.
"Benim babam asla bile isteye birinin canını acıtmaz. Senin babansa zorla birilerini kaçırttırabilecek durumda. Bu da demek oluyor ki, babamın işinden istifa etmesi gerekiyor ve bir daha asla o adamla görüşmemesi gerekiyor. Aynı zamanda senin de bizimle." dedim. Toprak benim haklı olduğumu bildiği için bir şey diyemedi. Sadece hüzünlü bakışlar atıyordu.
"Sıla biraz sakin ol. Şu an sinirlisin ve mantıklı düşünmüyorsun."dedi Rüzgar.
"Sen ciddi misin ya? Ne demek mantıklı düşünmüyorsun? Ha ne demek? Bu işin tek çıkar yolu bu Rüzgar. Babamla onun babasının bir daha iş yapmaması. Hatta mümkünse bir daha hiç görüşmemesi."dedim sesimi yükselterek. Rüzgar susup bir şey söylemedi. Doğrusu söyleyemedi! Çünkü haklı olduğumu o da biliyordu.
"Ben gidip olayın detaylarını öğreneyim. Size de bilgi veririm. Görüşürüz."dedi Toprak ayaklanırken.
"Görüşürüz."dedi annem. Herkesin yerine konuştuğu için cevap vermedik. Toprak evden çıkıp gitti.
"Bence Toprağın olayları öğrenip bize anlatmasını beklemeliyiz. Ben Mehmet abinin birini vurduğuna asla inanmam."dedi Eylül. Hep pozitif düşünmeye çalışırdı. Oysa ben şu an sinir soluyordum.
"Umarım dediğin gibidir ve babam birini vurmamıştır. Aksi takdirde Toprağı gidip kendi ellerimle öldürebilirim."dedim.
"Sıla sakinleş artık! Ayrıca Toprağın bir suçu yok onu niye öldürüyorsun ki?" dedi Kuzey. Doğru söylüyordu. Onun bir suçu yoktu. Ama nedense bütün sinirimi ona kusmak istiyordum. Beynim onu suçlu görmek istiyordu sanki.
Bir şey demeden odama geçtim ve yatağıma kıvrıldım. Beklemediğim bir anda gözümden bir damla yaş geldi. Neden ağlıyordum ki? Toprak neden hayatıma girmişti? Neden beni sevmişti? Hepsi onun suçuydu işte. Bana ne!
***
Gözlerimi yavaşça açıp üzerimde ki battaniyeyi ittirdim. Salondan sesler geliyordu. Adımlarımı oraya yönlendirdim.
"Ben biliyordum, en başından size söylemiştim."dedi Eylül. İçeri girdiğimde bütün kafalar bana döndü. Toprak geri dönmüştü. Koltuğa oturdum.
"Neyi biliyordun?"diye sordum. Toprak bana dönüp konuşmaya başladı.
"Baban birini vurmamış. Yemekteyken babama silahla ateş etmişler. Gitmeden önce de babana bir silah vermişler. 'Ne olur ne olmaz' diye. Baban da kendini korumak amaçlı bir el ateş etmiş. Ama karavana bir atışmış. Babanın önünde duran adam yere düşünce baban yanlış anlamış ve şoka girmiş. Normalde o adamı başka biri vurmuş. Sonra da Mehmet abiyi evine yollamışlar. Ama evin adresini söyleyemecek durumdaymış. O yüzden sabaha kadar bizim evde kalmış. Sabahta Selim abi bırakmış babanı."dedi Toprak. Açıklaması beni az da olsa yatıştırmıştı.
"Nerden öğrendin bunları?"diye sordum.
"Bizzat gidip babama sordum Sıla. Hepsi doğru yani."dedi.
"Tamam ama bu yine de babamın o işden çıkmasına engel değil. Aynı duruma bir daha düşmesini istemiyorum."dedim. Toprak nefesini seslice dışarı verdi ve kafasını geriye attı. O sırada içeri babam girdi.
"Bu iş benim tek şansım Sılanur. Çıkamam!" dedi. Sinirle ayağa kalktım.
"Ama baba-"
"Konu kapandı. Ben işe devam ediyorum. Daha dikkatli olmaya çalışırım." dedi. Hiç bir şey demeden odama geçtim. Çantama bir kaç şey atıp hızla dışarı çıktım. Dış kapıya doğru ilerlediğimde babam seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...