İyi okumalar ♥️
Başım ağrıya ağrıya gözlerimi açtım. En son arkamdan biri kafama vurmuştu. Lan benim kafam kanıyordu. Kafamı kontrol etmek için elimi kafama götürmeye çalıştım. Diyorum ya çalıştım! Ellerim bağlıydı. Bir sandalyede oturuyordum. Etrafımı incelemeye başladım.
Büyük geniş bir yerdi, depoya benziyordu, duvarlar gri renkteydi. Etrafta farklı alet edavat felan vardı. Yok ya burası daha çok bir fabrikaya benziyordu. Makinalar felan. Kim kaçırdı lan beni?
"Sonunda uyanmışsın."dedi arkamdan gelen ses. Sesin sahibini tanıyordum. Hemde baya iyi tanıyordum.
"Niye burdayım ben? Niye kaçırdın lan beni?"diye bağırdım. Yanıma geldi ve ipleri çözmeye başladı. "Ne yapıyon lan?"dedim. Ulan mal madem geri bırakacaktın niye kaçırdın?
"Sus! İpleri gevşek bırakıyorum. Biraz sonra bir kaç adam gelecek. Tahminimce altı tane felan. Ancak üçünü hallede bilirim. Geriye kalanına sen destek atacaksın. Ellerini yavaş yavaş hareket ettirerek çıkarta bilirsin. Güçlüsün, sana güveniyorum. Kurtaracağım seni burdan merak etme."dedi Toprak. Ağzım açık kaldı. Bu gerzek kaçırmamış beni. O zaman kim kaçırdı ki?
Toprak biraz geriledi ve bekledi. Geldiği kapıdan altı değil yedi kişi girdi. Ulan senin görsel hafızana s*çayım. Hani altıydı! Nasıl halletcez biz bunları?
Adamlardan üçü önüme geçti dördü de arkamda kaldı. Ellerimi yavaş hareketlerle çözüyordum. Önümdeki denyolardan önde duranı bana yaklaştı. Yalandan tepinmeye başladım.
"Bırakın ulan beni. Siz kendinizi ne zannediyonuz? Niye kaçırdınız beni?" dedim.
"Seni niye kaçırdık? Hımm, bir düşüneyim. Çalışmadığım yerden sordun. Haksızlık değil mi bu?"dedi önümdeki adam. Sabrım Allah! Geliyorlar bana.
"Lan kafa mı buluyon benle? Hasta mısın abim sen?"dedim. Adam bakışlarını sertleştirdi. Sinirlenmişti!
"Büyüklerinle düzgün konuş küçük. Yoksa..."dedi ama devamını getirmedi.
"Ney lan yoksa? Ney? Konuşmuyom, hadi gel buyur düzgün felan konuşmuyom. Hatta sizin topunuzun-sansür- hele beni o bağlayan ellerinizin-sansür- sizin patronunuz vardır onunda-sansür- tamam mı?"dedim. Sansürleri kafanıza göre şekillendirin. Ama yaratıcı olun haa.
Adam baya sinirlenmişti. Elini yumruk yapmıştı. Arkasına dönüp gideceği sırada tekrar bana döndü ve tokadı sol yanağıma çaktı. Ulan ben senin!
"Aah! S*keyim senin elini lan! Yanağımı kaybettim sığır."dedim iyice sinirlendirirken. Sağ yanağıma da bir tane çaktı.
"Yeter ulan!" dedim ve ellerimi bir çırpıda çözdüm. Yakasından tutup yumruğu tam gözüne çaktım. Al bu da sana kapak olsun. Öyle çakılmaz, böyle çakılır.
Adam yere yığılırken arkamdan Toprak iki adamı yere sermişti. Bende hemen bana doğru gelenleri yumruklarımla karşıladım. Yere düştükleri an karınlarına tekme atıyordum. Hepsini hallettikten sonra Toprak elimden tutup çekmeye başladı. Elimi çektim.
"Nereye gideceğimizi söyle yeter. Elimi tutmanı gerektirecek bir durum yok."dedim. Kaşlarını çattı ve kafasını olumlu anlamda salladı. Fabrikadan çıktığımızda her yer karanlıktı. Saat kaçtı acaba? Kaç saattir baygın durmuştum orada? Ayrıca bu Toprak gerzeğinin orada ne işi vardı? Neyse cevap verecekti ne de olsa. Ya kolay yoldan ya da zor yoldan.
Bir arabanın önüne gelmiştik. Kapıyı açıp içeri geçmem için işaret yaptı.
"Kimin bu araba? Çaldın mı? Hem senin ehliyetin var mı? Hadi yolda polis çevirirse. Ne diyeceksin? Binmem ben bu arabaya. Güvenmiyorum sana. Otobüs durağı yok mu buralarda? Yürürüm yoksa. Şiir gibi oldu lan. Ne güzel uydurdum. Herneyse konuyu saptırmayalım. Konumuz... Konumuz neydi?"diye sordum. Kafam karıştı. Ne diyordum ben ya?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...