İyi okumalar ♥️
"Bilmiyorum baba ama emin ol o iti gördüğüm anda sana getiricem. Bu arada sen nerden duydun olayı?"dedim babama. Hala sinirli bakıyordu. Korkuyom baba bakma şöyle.
"Buğra abin görmüş. Seni de buraya o getirmiş zaten. Söylemediler mi?"diye sordu babam.
Önce Rüzgara baktım. Ensesini kaşımaya başladı. Sonra Kuzeye baktım. "Aaa annem arıyor. Sessizdeydi duymamışım. Alo annecim."diyerek annesiyle konuşmaya başladı. Ben bilmiyor muyum yalancı anne o! En son Eylüle baktım. Oda kafasını bir oraya bir buraya çevirerek odayı inceliyormuş gibi yapıyordu. Salaklar ya!
"Yok babacım söylemediler. Unuttular herhalde."dedim.
"Sılanur şimdi bana doğru düzgün olayın aslını astarını anlat."dedi babam. Ee bire baba sende bir beş dakka önce gelemezmiydin? Annemle beraber dinlerdin hikayeyi. Ben yine mi anlatacağım şimdi yav off.
Neyse işte babama da aynı hikayeyi anlattım. Tabi zorlana zorlana anlattım. O kadar hikaye bu boru mu? Abartı oldu bu de mi? Neyse boş verin.
Hastahaneden çıktık akşam olmuştu. Babam çocukları evlerine bırakmıştı. Bana da ilaç yazmışlardı. Sakinleştirici miymiş neymiş. Duygu değişimi yaşadığımda veya kontrolden çıktığımda içecekmişim. İşin yoksa bir de ilaç taşı yanında. Resmen eziyet offf!
Bu gün acayip yorulmuştum. Hemen üzerimi giyip yatağıma uçtum. Yatakta garip şekillere girerken uyuya kaldım.
***
"Ya anne niye beni uyandırıyorsun? Ne güzel rüya görüyordum."dedim uykulu çıkan sesimle. Bir gün uyandırılmak zorunda kalmadan uyumak istiyordum. O gün dünyanın var olduğuna inanırdım işte.
'Oh be dünya varmış' diyerek uyanırdım. Oh miss!"Kız ne görüyordun rüyanda? Anlat bakiyim."dedi sesinde hem merak hem de tehdit vardı. Nasıl bir sesin var anne?
"Böyle çikolata parçacıklı kurabiyeden evim vardı. Yanında çikolatalı süt gölü vardı. Yatağım pasta kekindendi. Ağaçların dalları krem şantiliydi. Meyveleri de çikolatalı pudingdi. Ne güzel değil mi?"dedim anneme bakarak.
Annem iğrenircesine yüzüme baktı. Çikolatayı sevmiyo ya ondan. Hihihi!
"Iıyyy. Senin rüyandan ne hayır çıkar ki zaten. Sen anca rüyanda gör öyle şeyleri. Gerçekler çökelekli poğaça!" dedi annem.
"Ya sen yaptın da yemedim mi? Gönder gelsin. Marketten alırım ben çikolatalı şeylerimi."dedim yanaklarını sıkarak.
Kalktım ve üzerimi değiştirdim. Mutfağa geçip bir şeyler atıştırdım. Servisin sesini duyduğumda ağzıma son poğaçayı tıktım ve ayakkabımı giyip servise bindim. Kokoş Aydın gözüme takıldı. Yanında da Toprak vardı. Ne Toprak mı vardı? LAN!
"Lan ne işin var burda?"dedim. Toprak bana baktı ve düz bir şekilde konuştu.
"Ben bu servisteyim."dedi. Hadi ya! Bende Rihannanın kardeşi.
"Kimi kandırıyon lan sen daha önce seni görmedim ben bu serviste."dedim.
"Off Sıla! Ben iki yıldır bu servisteyim. Kimseyi gördüğün yok zaten. Benim varlığımı bile fark etmemiş olman senin sorunun."dedi. Doğru mu söylüyor lan bu gerzek? Dur şimdi öğreniriz.
"Ali amca bu Toprak kaç yıldır bizle?"dedim Ali amca servisçimizdi. Ben de iki yıldır bu servisteydim.
"Seninle aynı yılda aldım onu da. Ne oldu kızım bir sorun mu var?"dedi Ali amca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...