İyi okumalar ♥️
Medya: Eylül
Eylülün anlatımından
Okula geldiğimde ilk işim kantinden bir şişe su alıp sınıfa ilerlemek olmuştu. Rüzgar da karnını doyurmak için bir şeyler almıştı. Rüzgarla aynı servisteydik.
"Eylül, önce bir Yağmuru görmeye gidebilir miyiz? Dün sesi kötü geliyordu, merak ettim." dedi Rüzgar. Kafamı salladım.
Yağmurun sınıfının önüne gelmiştik. Zaten aynı kattaydı sınıflarımız sadece uzun koridorun karşısındaydı bizimki.
"Günaydın canım, nasılsın?" dedi Rüzgar. Yağmur gülümseyerek cevap verdi.
"Günaydın. İyiyim sen nasılsın?" dedi.
"İyiyim, sağol. Dün 'annemle konuştum' demiştin. Sesin de kötü geliyordu. Merak ettim seni. Bir sorun yoktur umarım." dedi Rüzgar. Yağmur kafasını salladı.
"Bir sorun yok, merak etme. Sadece halsizim bu aralar." dedi Yağmur karnını tutarak. Sorunun ne olduğunu anlamıştım. Hastaydı, ama ne hasta?
"Tamam, peki madem. Hafta sonu işin var mı?" diye sordu. Yağmur kaşlarını çattı.
"Pazar günü boşum. Neden sordun?" dedi Yağmur.
"Baş başa gezelim mi dicektim." dedi Rüzgar. Güldüm. Bu ikisi iyi olmuştu böyle.
"Olur tabi gezelim. Ben yurttan izin alırım." dedi Yağmur. Rüzgar gülümsedi ve Yağmurun elini tuttu.
"Tamam hadi sözleştiğinize göre artık sınıfa gidelim." dedim. İkisi de yarı hüzünlü bakışlarla birbirinden ayrıldı.
Sınıfa girip yerlerimize oturduk. Kuzey ve Sıla uyuyordu. Hadi Sılayı anlarım da Kuzey niye uyuyordu ki?
"Kuzey, iyi misin?" diye fısıldadım kulağına. Gözlerini hafif aralayıp konuştu.
"İyiyim aşkım, sadece yorgunum." dedi Kuzey. Aşkım diyen ağzını sevsinler.
"Tamam canım uyu o zaman." dedim ve bende koluna kafamı koydum.
Son bir aydır ona karşı olan duygularımı daha yeni anlıyordum. Sevgili olacağımız aklımın ucundan dahi geçmemişti. Nerdeyse iki yıldır arkadaştık. Onunla ilk tanıştığım günü bile hatırlıyordum.
Okulda ilk senemdi. İkinci dönemin sonlarına doğruydu. Eski sınıfımda bir kızla kavga etmiştim. Saçma sapan bir konuydu. Tabi ergenlik hali 'sen bana laf mı soktun' diye başlayan bir kavgaydı. Müdür sınıfımı değiştirmişti. Halbuki benim hiç bir suçum yoktu. Ama iyi ki değiştirmişti.
Yeni sınıfımda ilk Kuzeyle tanışmıştım. Aynı sırada oturuyorduk. Tamamen tesadüfen oturmuştum yanına. Ama zamanla onu tanıdıkça ısınmıştım. Garip davranışları ve mal mal konuşmalarıyla çok samimiydi. O zamanlarda saçı kısaydı. Gülşen abla sürekli kestirirdi Kuzeyin saçını. Yine de yakışıklılığından ödün vermezdi. Kendini havalı göstermek için de saçı varmış gibi eliyle saçını düzeltirdi. Kısa süre sonra en arka sırada oturan Rüzgarla konuşmaya başladık. Kuzey ile hemen kanka olmuşlardı. Bizde samimiydik.
Sonra o geldi. Kim olduğunu tahmin etmek zor değil.
Sıla!
O kadar neşeli, deli dolu, oyun meraklısı biriydi ki... Sürekli konuşurdu. Tabi hala konuşuyor orası ayrı.
Sınıfa geldiğinde en öndeki çocuğu tehdit ederek yerinden etmişti. Hemen önümde oturuyordu. Bir fırsatını bulup sohbet etmeye başladım. Çabuk alışmıştım ona. Arkadaş olmuştuk. Onu Rüzgar ve Kuzeyle de tanıştırmıştım. Ama o arkadaş olmak istememişti. Güven probleminin olduğunu söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...