İyi okumalar ♥️
Medya:Rüzgar ve Sıla (temsili)
"Ne bakıyonuz lan?"dedim. Onlara bakarak. Umut sonunda kahkahasını dindire bilmişti. Topraksa hala bana bakarak sırıtıyordu. Ulan illa gelip gözlerini deşmem mi gerekiyor? Bakma çocuk, bakma!
Umut Toprağın kolunu dürttü ve bir masaya doğru yol aldılar. Önüme döndüğümde hepsinin bana baktığını gördüm. Ulan bakmayın şöyle, mutfaktan yemek aşıran çocuk gibi hissediyorum.
"Ne oldu ya?"dedim.
"Kanka bu Toprak sana karşı bir şeyler hissediyor bence."dedi Eylül. Yok deve. Kim ya bu Toprak mı? Peh! O kim ya?
"Saçmalama!"dedim s yi uzatarak.
"Bak bence diyorum. Yanlış anlama. Ama öyle görünüyor."dedi Eylül. Off baydı ama bu muhabbet!
"Eylülcüm bak kardeşim. Tamam belki Toprak benden hoşlanıyor olabilir. Belki de aşık da olabilir. Öğk söyleyince bile midem kalktı. Neyse hadi öyle diyelim. Ama şöyle bir şey de var ki ben aşktan anlamayan, adının geçtiği yerlerden uzak duran biriyim. O yüzden Toprağın benden alacağı cevap anca 'NAH' olur. Kocaman bir 'NAH' Ok mu güzel kardeşim?"dedim. Eylül arkama baktı ve kaş göz işareti yapmaya başladı.
"Ne yapıyon lan, anlamıyom."dedim. "Arkana bak."diye fısıldadı. Bende arkama baktım.
Anam tövbe Bismillah. Ne ara geldi bu çocuk buraya. Yoksa söylediklerimi mi duydu?
Toprak hüzünlü bir şekilde sırıttı."'NAH' ha. Kocaman bir 'NAH'. Tamam."dedi ve çekip gitti. Anlamadım ya şimdi bu gerzek ortada bir bok yokken bana trip mi attı? Lan sen kim köpek bana trip atıyon?
Hızla yerimden kalktım ve gittiği yöne doğru koşmaya başladım. Yanına ulaştığımda kolunu hızla çevirdim. Toprak şaşırmış bir şekilde bana döndü.
"Ne o, özür dileme-"dedi yine hüzünlü bir şekilde. Diyemedi daha doğrusu sözünü kestim.
"Ne özrü lan? Mal mıdır nedir? Bak Toprak mısın nesin? Kendine gel ha ben uğraşamam seninle. Ortada bir bok yok sen ne trip atıyon bana? He lan 'NAH' kocaman bir 'NAH'. Noldu ağrına mı gitti? Niye ağrına gitti? Yoksa gerçekten benden mi hoşlanıyorsun?"dedim.
Toprak hem konuşmalarımı sindirmeye çalışıyor hem de sonunda sorduğum soruyu düşünüyordu. Afalladı birden. Bir şey diyemedi. Kafasını soluna çevirdi.
"Şşt alo bana bak bana. Normalde insanların şurasında beyin olur,"dedim kafasına parmağımı bastırarak "Sende yok mu?"dedim. Yine afalladı. Ne dediğimi anlamadı. Şaşırmadım.
"Lan hakkaten sen de beyin yok. Sen benim neyimi sevdin ben anlamadım ki!"dedim sağıma dönerken. Toprak hala bana boş boş bakıyordu. Birden yüzüne baktığımda yüzünü başka yere çevirdi.
"Bir şey söylemeyecek misin?"diye sordum. Kafasını hayır anlamında salladı. Bende kafamı aşağı yukarı sallayarak "İyi o zaman sana hayatta başarılar kardeşim."dedim kafeye doğru yürümeye başlarken güldü.
Bildiğin kendi kendine güldü. Gülünecek ne varsa! Arkamı döndüm ve Toprağa baktım. Hakkaten gülüyordu."Hasta mısın lan sen? Ne gülüyon?"dedim.
Tamamen bana döndü."Az önce bana 'kardeşim' dedin ya ona güldüm."dedi. Mal lan bu!
"Ne diyeydim? Birader, hacı, bak emmi oğlu da olur. Sen seç ne diyim?"dedim alayla.
"Bana ne dediğin önemli değil."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKALARIM
Teen FictionSadece bir yıllık arkadaş olabiliriz. Ama biz birbirimize güvendikten sonra bizim için hiç bir sorun yoktur. Niye bu kadar alışmıştım ki ona? Niye sürekli yanımda istiyordum onu? Daha bir ay öncesine kadar aşka inanmayan ben aşık mı olmuştum? Peki b...