Ji-yong gözlerini açtığı zaman arabada olduğunu anlamıştı ama neler olduğuna pek anlam veremiyordu.
''Benim için sıkıntı değil, hatta daha iyi olur hastaneye uğramamış oluruz ama Ji-yong buna nasıl tepki verir bilmiyorum'' diye bir ses duydu sonrasında.
''Benden nefret ediyor sanırım ve haklı da'' diye normalde olması gerekenden bayağı ince bir ses duymuştu.
''Nefret ettiğini sanmıyorum Seung Hyun, sadece kırgın ve kızgındır ama üzgünüm, dediğin gibi oldukça haklı'' dedi ilk konuşan ses.
''Beni kovmalıydın, hastama karşı bir şeyler hissediyorum ve bu ona zarar veriyor'' dedi Seung Hyun gözünden kaçan ufacık göz yaşını anında silerken.
''Seung'' dedi baş hekim gözlerini yoldan ayırmayarak.
''Ji-yong'a zarar verdiğini düşünmüyorum. Eğer seni gerçekten tanıyorsam onun duvara kafa atmasını önleyebilmek için kendi kafatasının kırılmasını bile göze alırdın'' dediğinde Seung Hyun'ta derin bir nefes almıştı.
''Bu ne zaman oldu bilmiyorum, nasıl oldu bilmiyorum. Sadece bir anda kendimi onun gülümsemesini isterken buldum ve bu git gide büyüdü.'' dediğinde baş hekim gülümsemişti.
''Peki sence o sana karşı bir şeyler hissediyor mu?'' dedi ama hastaneyi pas geçerek arabayı direkt Seung Hyun'un evine doğru sürmeye başladı.
''Ben her şeyi batırmadan önce sanırım hissediyordu'' dediğinde Ji-yong daha fazla dayanamamış yattığı yerden doğrulmuştu.
''Birinin dedikodusunu yapacaksanız onun hemen arkanızda olmadığından emin olun'' diyerek kendisini arabanın kapısına yaslayıp kafasını cama gömmüştü. Hastanede olmakla ilgili bir sorunu yoktu ama dışarıda ki hayatı da gerçekten özlüyordu.
''Bay Kwon'' dedi baş hekim gülümsemeye çalışarak seslendi ona.
''Bir gece için Bay Choi ile kalmak sizin için sorun olur mu?'' dediğinde Ji-yong bir anda kafasını camdan çekip dikiz aynasından direksiyonun başında ki adama bakmıştı.
''Benim odamda mı kalacak?'' dediğinde Baş Hekim neredeyse kahkaha atmıştı.
''Hayır Bay Kwon, siz Bay Choi'nin evinde kalacaksınız, eğer sorun olmayacaksa''
*
''Hoş geldin Ji-yong Hyung'' dedi Ho-seok gülümseyerek.
''Abim birlikte geleceğinizi söyleyince bende en sevdiğin kahveden yaptım'' dedi salonda oturmuş olan ve etrafı inceleyen adama kahve bardağını uzatarak.
''Teşekkürler'' dedi Ji-yong ama istese bile sesi pek duygulu çıkmıyordu. Daha sonrasında derin bir nefes alarak kendi yanına oturan adama doğru çevirdi kafasını.
''Bana telefonunu ver'' dediğinde Seung Hyun kaşlarını kaldırmıştı ama Ho-seok boğazını temizleyerek dikkati üzerinde topladı.
''İyi geceler dilemek istedim'' dedi saat daha akşam yedi olmasına rağmen ama amacına ulaşmıştı sonuçta. Onları yalnız bıraktığında Seung Hyun tekrar derin bir nefes almıştı.
''Bana telefonunu ver'' dedi Ji-yong tekrar.
''Neden bunu istiyorsun ki?'' dedi Seung Hyun hiç bir şekilde hareket etmeden ama Ji-yong derin bir nefes aldı.
''Eminim ki Yang Hyung bunu sonuna kadar reddetmiştir. Bu yüzden tepki vermek zorundayım, hiç bir şey yapmazsam üzerime atılan suçları kabul etmiş olacağım.'' dedi Ji-yong ama Seung Hyun onun her bir kelimesinde üşüdüğünü hissediyordu. O kadar soğuk davranıyordu ki ona karşı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsession | Nyongtory & GTop
FanfictionJi-yong tek başına çıkış yapmış çok ünlü bir şarkıcıdır ama bir süre sonra bunu kaldıramamaya ve kafasında olaylar kurmaya başlar. Bu sırada bu olaydan en çok zarar gören kişi sevgilisi Seungri olur. Seungri öldükten sonra akıl hastanesine kapatılan...