2.8

105 11 11
                                    

Seung Hyun derin bir nefes alma gereği hissetmişti. O kadar gergindi ki gece Ji-yong'a sarılamamıştı bile. Ji-yong neler olduğunu pek anlamasa da onun üzerine gitmek istememişti. Hakkında, geçmişiyle ilgili hiç bir şey bilmese de en azından yaptığı telefon konuşmasında ki takındığı yüz ifadesi nedeniyle sadece babasıyla arasının iyi olmadığını tahmin edebiliyordu.

''Günaydın'' dedi Ji-yong ona arkadan sarılmış bir şekilde ama Seung Hyun ona temas etmek bile istemiyormuş gibiydi.

''Günaydın'' dedi derin bir nefes alarak ve yavaşça tavana doğru döndü yüzünü. Gece asla uyumamıştı ve bu çok belli oluyordu.

''Ben hasta olduğum için mi benimle problemlerini paylaşmıyorsun?'' dedi Ji-yong bu durumu daha fazla görmezden gelemeyerek. Sevdiğiniz insanın dert ortağı olamayacaksanız bunun ne anlamı vardı ki?

''Sadece kapalı biriyim'' dedi Seung Hyun birden doğrulup yataktan kalkarken. Ji-yong'ın söylemek istediği çok şey olmasına rağmen susmayı tercih etmişti. Üstüne gitmek istemedi, daha önce yaptığı hiç bir hatayı tekrarlamak istemiyordu. Bu yüzden karşısında ki adam odadan çıkıp giderken kendisi iyice yorganın altına sinmişti.

*

Stüdyoya gelmek ona her zaman kendisini çok iyi hissettirirdi. Şarkı yazmak, beste yapmak, aranje ile uğraşmak, şarkıyı kaydetmek, bunların hepsi Ji-yong için gerçekten terapi gibi olan şeylerdi. Seung Hyun duygusuz bir şekilde bu gece gelmeyeceğini söyledikten sonra evden çıkıp gitmişti.

''Babasıyla arası pek iyi değildir'' demişti Ho-seok, Ji-yong bu çocuğun bile ondan daha çok çabaladığını düşünüyordu. Evden stüdyoya gelirken çok şey düşünmesi gerekmişti. Bu geceki yemeğe normalde davetli olduğunu anlayacak kadar zekiydi ama anlaşılan Seung Hyun onu ailesiyle tanıştırmak istemiyordu. Bunun bir nedeni olmalıydı ama bunu tabi ki bilmiyordu.

''Pekala, neler yapabileceğimize bakalım. Düşünmek yok'' dedi ve kayıt odasına doğru geçti. Yeni albümün neredeyse tamamını yazmıştı ve bu güzel bir gelişmeydi kendisi için. Yavaşça sandalyeye oturup kayıtlı olan mixleri dinlemek için çalma tuşuna bastığında çok garip bir şeyle karşılaştı. Daha önce duymadığı bir şarkı, Seungri'nin  daha önce duymadığı bir şarkısı.

''Gel bana (hey) Gel bana (sen)
Gel bana (hey) Gel bana (sen)
Gel bana (hey) Gel bana (sen)
Gel bana (hey) 1,2,3,4''     kaşlarını kaldırmasına sebep olmuştu bu ama yutkunamadığını hissetmişti. Yine de durdurmadı şarkıyı.

''Ayrılışımız unutulmaz olduğu için,
Üzerimde artık yara izleri var.
Çok doğru (doğru). Şimdi ona git, hangimiz daha iyi?
Hangimiz daha sevecen?

Tek hayat, tek aşk,
Hepsini sana verdim ama neden?
Tek selam, tek hoşça kal
Nasıl böyle bitebilir?''

''Dur dur'' diye bir ses araya girdiğinde Ji-yong çoktan nefesinin kesildiğini hissetmişti bile ama farkında olmadığı şey çoktan gözlerinin yaşlarla dolu olduğuydu.

''Ne oldu?'' diye onun sesini duyduğunda tekrar derin bir nefes almaya çalıştı elinden geldiğince.

''Burayı kaydettik, bir sonra ki dizeden başla'' dedi Min-ho, Ji-yong bu cümleyle tanımıştı sesin sahibini.

''Tamam!'' diye bağırıyordu Seungri.

''Evet evet evet, anıların yanımdan geçip gidiyor
Hayat o günlerden daha iyi, daha güzel
O zamanlar yok, sadece sen ve ben
Evet evet evet, yüzün yanımdan geçip gidiyor
Hayat şimdiden daha iyi
Bizim için iyi olan yerde

Obsession | Nyongtory & GTopHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin