Ji-yong tek başına çıkış yapmış çok ünlü bir şarkıcıdır ama bir süre sonra bunu kaldıramamaya ve kafasında olaylar kurmaya başlar. Bu sırada bu olaydan en çok zarar gören kişi sevgilisi Seungri olur.
Seungri öldükten sonra akıl hastanesine kapatılan...
Seung Hyun derin bir nefes alarak kahvaltı masasına iki tane bilet fırlattı. Onun bu hareketiyle herkes şaşırırken Ji-yong'ın kaşları havalanmıştı.
''Miami'ye tatile gidiyoruz ve ben karşılıyorum'' dedi Seung Hyun masada kendi yerine otururken. Ji-yong'la beraber yaptıkları şarkılar sağ olsun hayli katkı sağlamıştı cebine.
''Şanslısın'' dedi Dami sırıtarak.
''Teşekkürler'' dedi Ji-yong gülümseyerek.
''Ama nereden çıktı birden bire?'' dediğinde Seung Hyun gülümsemişti, Ho-seok ise fikir babası olarak sadece Gi-ran ile olan konuşmasını sırıtmadan devam ettirmeye çalışıyordu.
''İçimden geldi''
1 Hafta Sonra
''Endişelenmeli miyim?'' dedi Ji-yong gözleri kapalı bir şekilde Seung Hyun'un kendisini sürüklemesine izin verirken.
''Bana güvenmiyor musun?'' dedi Seung Hyun, kalbi o kadar hızlı atıyordu ki meslektaşlarından biri nabzını ölçse kesinlikle dehşete düşerdi.
''Tabi ki sana güveniyorum ama gözlerimin açık olmasını yeğlerdim'' dedi Ji-yong ayakları kumla dolmaya başlayınca.
''Pekala, geldik zaten'' dedi Seung Hyun ve sevgilisinin gözlerini açtı yavaşça. Ji-yong ilk on saniye her şeyi bulanık da görüyor olsa daha sonrasında gözleri kendisine gelince nutku tutulmuştu. Kumsalın ortasında tüllerle kaplı ufak bir kamelya vardı ve çevresi eski zamanların gaz lambalarıyla donatılmıştı. Kamelyanın ortasında ise ufak bir piknik alanı vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Beğendin mi?'' dedi Seung Hyun heyecanla, aynı küçük çocuklar gibi.
''Beğenmek az kalır, bayıldım!'' dedi Ji-yong ona doğru yaklaşıp dudaklarını birleştirirken. Kısa bir öpücükten sonra ilk ayrılan kişi Seung Hyun olmuştu. O kadar gergindi ki her an kusabilir daha da kötüsü bayılabilirdi.
''Gel hadi'' dedi onun elinden tutarak ve yavaşça kamelyaya sürükledi sevgilisini, öte yandan Ji-yong bu kadar romantik bir adama denk geldiği için kendisini kesinlikle çok şanslı hissediyordu. Kamelyanın ortasına gelene kadar ikisi de hiç bir şey söylememişti, Ji-yong etrafı inceliyordu Seung Hyun ise gerçekten oldukça gergindi. Bunun altından kalkabilmeyi umuyordu sadece.
''Bir şey daha var'' dediğinde Ji-yong sevimli bir şekilde kaşlarını kaldırmıştı.
''Ufuk çizgisine doğru bak'' dedi onu denize doğru döndürüp daha sonrasında derin bir nefes aldı ve Ji-yong önünü dönmeden önce seri bir şekilde tek dizinin üzerine çöküp cebinden küçük kutuyu çıkararak açtı.
