Seung Hyun sürekli unuttuğu bir şey vardı: Sevgilisinin Kore'nin en ünlü adamı olduğu. Hye-yoon kapıyı açmaya bizzat kendisi gittiğinde ve kapıyı açtığında kendisine neredeyse kal gelmişti. Genç kadın bir eli kapının kulpunda karşısında ki adama bakakalmıştı ama Ji-yong bu tür durumlara alışık olduğu için bunu pek yadırgamamıştı.
''Merhaba'' dedi gülümsemeye çalışarak. Aslına bakarsanız yüzü hala acıyordu çok fazla ağladığı için ama bunu bu gece belli etmemek için elinden geleni yapacaktı.
''M-M-merhaba'' dedi Hye-yoon yutkunarak. Genç kadın koskoca G-Dragon'ın neden evin kapısında durduğunu çözmeye çalışırken ev halkı Hye-yoon'un neden geri dönmediğini düşünüyordu ki Seung Hyun derin bir nefes alıp ayağa kalkmış ve kapıya doğru yürümüştü.
''Abla?'' deyip yanına geldiğinde ise ablası ve sevgilisinin bakıştığını fark etmişti.
''Hemen bakma Seung Hyun ama G-Dragon burada'' dedi ablası şok içinde kardeşine dönüp fısıldarken.
''Sanırım kayboldu ve buraya geldi'' dediğinde Seung Hyun sırıtmış ve kendisi gibi gülümseyen sevgilisine elini uzatmıştı. Ji-yong ise tabi ki hemen kendisine uzatılan eli tutmuştu.
''Hayır ablacığım'' demişti Seung Hyun sevgilisini kendisine doğru çekerken.
''Biz davet ettik ya?'' dediğinde ise Hye-yoon kendisine engel olamayarak yüksek volümlü bir şekilde karşılık vermişti.
''NE?'' diye bağırdığında Ji-yong bir elini ensesine götürmüştü. Pek iyi bir tanışma olduğu söylenemezdi değil mi? Seung Hyun ise derin bir nefes alarak Ji-yong'ın elini kısa bir süre için bırakmış ve ablasının omuzlarından tutarak onu hafifçe sarsmıştı.
''Bunun şokunu hemen atlatır mısın? Bu gece sana ihtiyacım var?!'' dedikten sonra sevgilisine dönmüş ve gülümsemeye çalışmıştı.
''Senin hayranın da'' demişti mahcup bir şekilde ama Ji-yong samimi bir şekilde gülümsemişti.
''Sorun yok, tahmin ettim zaten'' ama bu sefer Seung Hyun'un da gelmediğini fark eden aile üyeleri Ashley'ı peşlerinden yollamışlardı.
''Annemler sizi bekli-'' ve Ashley'de şok olmuş bir şekilde Ji-yong'a doğru bakmaya başlamıştı ama onun ortama girmesiyle kendisine gelen Hye-yoon boğazını temizlemiş ve Ji-yong'a gülümsemeye çalışmıştı.
''Hoş geldiniz'' dediğinde ise Ji-yong kızarmış ve derin bir nefes almıştı.
''Niz?'' dediğinde Seung Hyun gülümsemişti ama Ashley hala olan biteni anlamaya çalışıyordu.
''Çocuklar!'' diye ince bir kadın sesi duyuldu daha sonrasında.
''Giden orada kalıyor! Sizi bekliyoruz'' Seung Hyun derin bir nefes aldı ve ablasına doğru döndü.
''Siz gidin hemen geliyoruz'' dediğinde ablası gülümsemiş daha sonrasında ise düz bir yüz ifadesiyle Ashley'e doğru dönmüştü. Ashley ise gözlerini devirmiş ve omuzlarını silkerek salona doğru geri yürümeye başlamıştı. Seung Hyun ise onların gittiğinden emin olduktan sonra Ji-yong'a doğru döndüğünde aslında onun yüzünde fondöten olduğunu fark etmişti ama bir şey söylemek istemedi, araları zaten gergindi ve daha çok germeye pek niyeti yoktu.
''İyi misin?'' dedi sadece kapıyı arkadan kapatırken.
''İyiyim'' dedi Ji-yong gülümseyerek ve birden boynuna sarıldı onun. Onu görene kadar hiç iyi değildi aslında ama onu görünce bütün her şey uçup gitmişti sanki. Seung Hyun'da bir şeylerin farkında olarak sıkı sıkı sarıldı sevgilisine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsession | Nyongtory & GTop
FanficJi-yong tek başına çıkış yapmış çok ünlü bir şarkıcıdır ama bir süre sonra bunu kaldıramamaya ve kafasında olaylar kurmaya başlar. Bu sırada bu olaydan en çok zarar gören kişi sevgilisi Seungri olur. Seungri öldükten sonra akıl hastanesine kapatılan...