Seungri'ye soracak olursanız, kendisi dünya üzerinde cehennemi yaşamaya başlamıştı. Ne yapacağını bilemez bir durumdaydı, normalde onun böyle olmadığını biliyordu. Sadece bir kaç yıl önceye kadar ne kadarda mutlulardı oysa ki. Her şey o kadar yolundaydı ki, o kadar güzeldi ki...
Yanında yatan sevgilisine doğru döndü yavaşça. Dış görünüşü bile değişmeye başlamıştı çünkü o ünlüydü ya, mükemmel olmak zorundaydı. Oysaki o her haliyle zaten mükemmeldi ama insanları memnun edemezdiniz.
Seungri bir süre sevgilisini süzdükten sonra artık emin olmuştu, kesinlikle biraz desteğe ihtiyacı vardı ve bunun için Ji'nin annesiyle kesinlikle konuşacaktı. Eski mutlu hayatını kesinlikle geri istiyordu ve bunun için çabalamaktan asla kaçınmayacaktı. Sevgilisine daha da yaklaştı yavaşça ve bir elini beline koydu.
*
''Seni anlıyorum'' dedi yaşlı kadın Seungri'nin suratına bakarak.
''Son zamanlarda sana gerçekten takıntılı gibi davrandığının ben bile farkındayım.'' Gi-ran da en az karşısında ki çocuk kadar endişeliydi ve en az onun kadar korkuyordu. Ji-yong son zamanlarda gerçekten o kadar çok değişmişti ki... Seungri'nin kendisiyle konuşmasına bile izin vermiyordu.
''Buna ne neden oluyor bilmiyorum ama kesinlikle sağlıksız ve git gide büyüyen bir konu'' dedi yaşlı kadın kahve bardağını kamelyanın masasına bırakarak.
''Dün gece Taeyang'ın düğününde nefes bile alamadığımı hissettim. Beni hiç yalnız bırakmadı, birileri yanıma gelmek istediği zaman da o kadar belli etti ki rahatsız olduğunu, insanlar benimle konuşmaktan kaçınmaya başladılar. Bunu iyi niyetle yaptıklarını biliyorum ama canımı sıkıyor işte'' dedi Seungri elinde ki bardağın içine doğru bakarak. Onun aksine Gi-ran gülümsedi çünkü başka biri olsa bütün bu hareketlere kesinlikle katlanmaz ve Ji'yi terk edip giderdi ama Seungri sırf onun için elinden geldiğince savaşıyordu her şeyle. Hatta yeri geldiği zaman onunla bile... Bunu herkes yapmazdı ve yaşlı kadın oğlunun çok şanslı olduğunu düşünüyordu.
''Bak ne diyeceğim'' dedi yaşlı kadın karşısında ki çocuğun dikkatini çekmek için. Seungri onun sesini duyduğu zaman kafasını kaldırıp ona doğru bakmıştı.
''Belki de bir aile yemeği düzenlemeliyiz, Dami'nin sözlerini çok dikkate alıyor biliyorsun. Hep birlikteyken konuşursak belki de daha az tepki gösterir? Ne dersin?'' Seungri bundan emin olamıyordu çünkü Ji-yong kendi annesiyle bile konuşmasına kızar bir durumdaydı. Genç adam derin bir nefes aldığı sırada ortamda üçüncü bir ses duydular.
''Kimleri görüyorum?'' dedi ortama giren Ji-yong ama son zamanlarda olanın aksine bu sefer gülümsüyordu ve aşırı pozitif gibiydi. Buna hem Seungri hem de Gi-ran çok şaşırmıştı.
''Hoş geldin'' dedi Seungri gerilerek. Artık sevgilisinin yanında ne tepki vermesi gerektiğini kestiremiyordu genç adam.
''Hoş bulduk'' dedi Ji-yong ve sevgilisinin yanağını öperek onun yanına oturdu, daha sonrasında annesine doğru döndü.
''Hoş geldin anne'' dediğinde yaşlı kadın tebessüm etmişti. Kendisi de uzun zaman sonra ilk defa oğlunu bu kadar pozitif görüyordu. Bu da kendisini mutlu etmişti.
''Neler yapıyorsunuz bakalım?'' dedi Ji-yong bir kolunu sevgilisinin omzundan atarken. Gi-ran tebessümünü bozmadan cevap verdi oğluna.
''Sohbet ediyorduk'' dediği zaman Ji-yong tek kaşını kaldırmıştı ama herhangi bir tepki vermedi. Bu pek inandırıcı gelmemişti o an için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsession | Nyongtory & GTop
Fiksyen PeminatJi-yong tek başına çıkış yapmış çok ünlü bir şarkıcıdır ama bir süre sonra bunu kaldıramamaya ve kafasında olaylar kurmaya başlar. Bu sırada bu olaydan en çok zarar gören kişi sevgilisi Seungri olur. Seungri öldükten sonra akıl hastanesine kapatılan...