Ji-yong açıcı karışımını hazırlarken inadına saten pijamanın üzerine dökmüştü. Seung Hyun yutkunduğunda ise sırıtmıştı ama Seung Hyun onun bu gülümsemesini görünce elinde olmadan gülümsemişti.
''Senden önemli olmadığını söylemiştim bir tanem'' dediğinde ise Ji-yong sadece gözlerini devirmişti. Daha sonrasında Seung Hyun onun saçlarını açmış ve dikkatlice yıkadıktan sonra kurutmak istemişti ama Ji-yong'ın başı hala iyileşmediği için sadece havluyla kabasını alarak kurumaya bırakmıştı, sonuçta yarında evde olacaklarından daha çok zamanları vardı. Şimdi de ikisi de yatakta uzanıyorlardı ve Seung Hyun telefonuyla oynarken Ji-yong onun küçük kütüphanesinde bulduğu psikolojiye giriş diye bir kitabı okuyordu. Nedensizce ilgisini çekmişti ve Seung Hyun okuyabileceğini, giriş kitabı olduğu için çokta ağır bir kitap olmadığını söylemişti.
''Balkona çıkmak istiyorum'' dedi bir anda kitabı kapatarak.
''Sıkıldım'' dediğinde Seung Hyun telefonunu kilitlemiş ve yüzünü ona doğru dönmüştü.
''Saçların hala nemli, olmaz.'' dediğinde Ji-yong derin bir nefes almıştı ve yine duygusuzca bakmıştı ona doğru ama o daha da yayılarak ona sarılmıştı.
''Çok yapışkansın'' dedi Ji-yong gözlerini devirerek ama onun kendisine bakmamasında faydalanarak gülümsemişti de.
''Temas bağımlısı olduğumu inkar edemem'' dedi Seung Hyun boğuk çıkan sesiyle. Ji-yong ise o an aslında tam olarak şu anda zamanın donmasını istediğini fark etmişti. Yıllar sonra huzurlu hissediyordu kendisi, hem de tüm bu olanlara rağmen...
Seungri'nin fuhuş işletmeciliği yapacağını bu kadar ileri gidebileceğini gerçekten asla düşünmemişti. Bir noktada gerçekten pis bir insan olduğunu biliyordu ama bu gerçekten çok fazlaydı. Yine de belki de gerçekten haberi yoktu ve ya o öldükten sonra yapılmış bir şeydi, kim bilir? Derin bir nefes aldığında Seung Hyun çoktan kafasını kaldırmış, ona bakıyordu. Ji-yong o kadar boş bakıyordu ki karşısında ki duvara Seung Hyun sadece derin bir nefes almıştı.
''Yemeğe inelim mi?'' dediğinde Ji-yong bunu beklemediği için ürkmüştü ve bakışlarını duvardan çekerek neredeyse kucağında varsayılabilecek olan adama çevirmişti ama bu sadece bir saniye falan sürmüştü. Sonrasında tekrar bakışlarını duvara çevirmiş ve o şekilde konuşmuştu.
''Aç değilim'' demekle yetindiği zaman Seung Hyun yine derin bir nefes almıştı.
''Ne zaman yüzüme bakarak konuşmaya başlayacaksın?'' dedi ama Ji-yong sadece omuzlarını silkmişti. Seung Hyun ise derin bir nefes daha alarak tamamen doğruldu ve yatağın üzerinde bağdaş kurarak her zaman yaptığı gibi onun iki elini birden tek bir elinin içine aldı.
''Özür dilerim, bunun hiç bir şeyi geri getirmeyeceğini biliyorum. Kalbini kırdım, kendine zarar vermene neden oldum. Profesyonel olamadım ve bunun sonucunda zarar gördün'' dediğinde bile Ji-yong kendisine o kadar duygusuz bakıyordu ki Seung Hyun ağlamamak için kendisini gerçekten çok zor tutuyordu.
''Bunu telafi etmek için elimden geleni hatta daha fazlasını yapmaya hazırım, sadece bana bir şans daha ver. Senden başka hiç bir şey istemiyorum.'' dediğinde gözündeki yaşlar yine kendisini asla dinlemeden akmaya başlamıştı ve Ji-yong sadece derin bir nefes almakla yetinmişti.
''Hem sende dememiş miydin? Yıllar sonra ilk defa böyle hissediyorum diye. Bende yıllar sonra tam olarak on altı yıl sonra ilk defa böyle hissediyorum, o yüzden elime yüzüme bulaştırdım. Bu tabi ki bir bahane olamaz ama özür dilerim.'' dedi ve Ji-yong'ın yine duygusuz olan o yüzünü görmekten korktuğu için kafasını kendi eline doğru eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obsession | Nyongtory & GTop
FanfictionJi-yong tek başına çıkış yapmış çok ünlü bir şarkıcıdır ama bir süre sonra bunu kaldıramamaya ve kafasında olaylar kurmaya başlar. Bu sırada bu olaydan en çok zarar gören kişi sevgilisi Seungri olur. Seungri öldükten sonra akıl hastanesine kapatılan...