BÖLÜM 41

2.9K 144 10
                                    

'Benim en büyük çaresizliğim ve yenilmişliğim sensizlikti de o bunu bilmiyordu.'

'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Kollarımın arasında kan revan içinde kalmış kadına göz yaşları içinde yalvarırken karnına bastırdığım elimi hafif çektim. Ellerimde saçının teli kopsa canımdan bir parça giderken şimdi kanları vardı.

Titreyen kanlı ellerimle göz yaşlarını silerek bana bakan kadına hıçkırıklarımın arasında usulca konuştum.

"Emel burayadayım bak geldim. Lütfen gözlerini kapatma yanındayım."

Acıdan kıvranan kahve gözleri gülümseyerek kısıldı.

"Bu... Buradasın evet. A-Ama ben..."

Başımı deli gibi olumsuz anlamda sallayarak dudaklarından inilti çıkan kadına göz yaşları içinde yanıt verdim.

"Sen de buradasın gitmeyeceksin. Bırakmayacaksın beni."

Cevap bile veremeden gözlerini kapattığında ağzımdan acı dolu bir inilti döküldü.

"HAYIR!"

Bir saat öncesi...

Gözlerimi açtığımda başımda derin bir sızı hissettim. Gözlerim bulanık görüyordu. Duyduğum tek ses yere düşen telefonumdu. Bedenim neredeyse uyuşmak üzereyken arabadan aldığım yanık kokusuyla dönen başımı önüme çevirip kaputumdan çıkan alevlere baktım.

Hayır, şimdi ölemezdim. Sevdiğim kadın başkasının elindeyken ölemezdim. Her hareket ettiğimde kemiklerim sanki tek tek kırılıyor gibiydi. Acı içinde dişlerimi sıkarak çalan telefonuma uzandım.

Arayan yabancı numaraydı. Kaşımdan akan kanı yanaklarımda hissettiğimde bir yandan telefonu açıp bir yandan akan kana dokundum.

"Ulaş Çakırcı! Yiğenimi sen mi kaçırdın!"

Cevap vermeden önce elimdeki kana bakarak küfür savurdum. Alevler bir anda çoğalmaya başladığında kapıyı açtım.

"Hayır! Sizin o kansız dostunuz kaçırdı!"

"Ne! Anlayamıyorum telefon çekmiyor!"

Kendimi arabadan aşağıya atarak sürüne sürüne alevlerden uzaklaştım. Bütün her yerim acı içinde sızlıyordu.

"Emel'i ben kaçırmadım diyorum!"

"Anlamıyorum lan! Anlamıyo-"

Telefonu yüzüne kapatıp zar zor ayakta tuttuğum başımı çimenlere bırakıp kapanmak üzere olan gözlerimle dudaklarımı araladım.

"Seni kurtarmadan... Ölmeyeceğin söz veriyorum güzelim."

Büyük bir patlama sesiyle ateşler etrafıma sıçradı. Bunların hepsi o itin planıydı. Ama ben asla yenilmeyecektim. Arabam paramparça olmuş ateşler içinde yanarken adım sesleri kulaklarıma doldu.

PANZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin