BÖLÜM 55

1.9K 108 12
                                    

'Kim ne derse desin intikam güzel şeydir.'

Ramiz Dayı


1,5 Sene Sonra...

Duygular, aslında insanların en büyük zaafıydı. Onu güçsüz düşüren ve yenilmesine izin veren bir duyguydu. Kuyunun en dibine o duygular ile düştüğünde elini tutan kimse olmuyor aksine kuyunun başında seni o duyguların arasında boğularak can vermeni izleyen insanlar oluyordu.

Mantık ise seni hayata bağlıyordu. Kuyunun başında izleyen insanlar senin yükseldiğini gördükleri zaman hayranlıkla izliyor peşine takılıyor ve başarılarını takdir ediyordu. Başarının en büyük sırrı mantıktı ve seni inanamayacağın en büyük yerlere getiriyordu.

"Emel Karahan büyük bir sözleşmeye imza atarak yine gündeme bomba gibi düştü..."

Masanın üzerindeki kumandayı alıp televizyonu kapattım. Ekranın karardığını gören dayım oturduğu yersen kalkıp bana baktı.

"Neden kapattın ne güzel başarınu dinliyordum." dedi ve ardından beni boydan süzdü.

"Çok güzel olmuşsun da nedir bu hazırlık?"

Bakışlarımı elbisemde gezdirdim. Kan kırmızısı kısa askıları omzuma düşen elbisemin üstünde omuzlarıma kadar gelen saçlarımı geriye taratmıştım. Omuzlarımı geriye doğru atıp hafif sırıttım.

"Haberinin olmamasına şaşırdım. Eser Kaya bir buçuk sene sonra güzellik uykusundan uyanmış nasıl haberin olmadı?"

Sözlerimle dudakları şaşkınlıkla aralandı. Gözlerinde yapacaklarımdan korkan bir bakış vardı. Geçen sene bugün hastaneden çıkmış ve davayı kazanmıştım. Üstüne amcam ve ailesini tekrar dava etmiş tehdit suçlaması ile donlarına kadar almıştım. Ama o pis paralarını kendime değil çocuk esirgemeye bağışlamıştım. O günden sonra kendime bir söz vermiş ve asla duygularımla hareket etmemiştim.

"Emel sakın bana onu öldüreceğini söyleme." dedi. Sesindeki o korku tınısını çoktan almıştım.

Başımı iki yana salladım. Çünkü ben kimseyi bedensel olarak öldürmezdim. Öldürmeleri için yalvartırdım.

"Hayır tabi ki de onu öldürmeyeceğim. Aklımda daha güzel şeyler var." dedim ve takım elbisesinin kravatını düzelttim.

"Sen merak etme sadece geçmiş olsun deyip geleceğim."

Bu sözlerim onu tatmin etmemişti. Öyle ki yakasında olan ellerimi tutup usulca indirdi.

"Emel artık ne yapacağınu kestiremiyorum. Geçen sıkıntı çıkartan müşterimiz ile sadece konuşmaya gideceğim dedin. Tekrar döndükten iki saat sonra adamın intihar ettiği haberini aldık."

Benden bu kadar korkmasından tabi ki de  gurur duymuyordum. Birini öldürme düşüncesi beni hala korkutuyordu. Sıkıntı çıkartan müşteriyle konuşmaya gitmiştim ve sadece eğer sıkıntı çıkarmaya devam ederse karısına getirdiği kumayı bütün Türkiye önünde ortaya çıkartacağımı söylemiştim. İntiharı kendisi seçmişti ben vermemiştim.

"Babam hala orada ölüm ile savaşmaya devam ederken onu öldürmek ona yaptığım en büyük iyilik olur. Bu yüzden bana güven."

"Tamam sana güveniyorum ama güvenimi boşa çıkartırsan büyük küseriz haberin olsun."

Nil ablanın getirdiği ceketimi omuzlarıma takıp çantamı aldıktan sonra beni izleyen dayıma baktım.

"Bir toplantım vardı ama sen girersin artık. Ben akşama evde olmuş olurum."

PANZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin