'Sonuçta her şeyin değil ama pek çok şeyin gerçekliği senin kendini neye inandırdığınla ilgiliydi.'
Melise Kesmez
Gözlerimi kapatsam ve tekrar açtığımda her şeyin bir rüya olduğunu görsem babam kapımı çalıp içeriye girse uyumuş numarası yapsam saçlarımı okşasa ve kulağıma 'Uyumadığınu biliyorum prenses' dese...
Rüyamı anlatsam boynuna sarılsam lütfen vurulma desen gülse o kadar iyi olurdu ki...
"Geldik."
Arabanın durduğunu sonradan fark edince bakışlarımı dışarıdan çekip Ulaş'a çevirdim.
Sahile getirmişti beni. Etrafta insanlar gülüyor yürüyül yapıyor geziyordu. Ne zaman moralim bozulsa arabamı bu sahile çeker denizin sesini dinlerdim. Bunu nereden öğrendiğini sormak için dudaklarımı araladım.
"Burayı nereden biliyorsun?"
Arkasına yaslanıp gülümsedi.
"Bildiğim daha bir çok yer var. Sadece kendini kötü hissettiğinde buraya geldiğini öğrendim. Belki deniz sesi sana iyi gelir."
Gülümsememe engel olamadan tekrar bakışlarımı etrafta gezdirdim. Evet burayı seviyordum fakat insanlar olmadan seviyordum. Sadece denizin dalgalarının sesini duyduğum zaman seviyordum.
"Babamla ne zaman tartışsak buraya geliyordum. Fakat kimsenin olmadığı bir saatte. Sadece denizin dalga sesini duyduğum zaman seviyorum bu sahili."
Gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapatıp titrek bir nefes aldım. Eskiye tekrar dönebilsem anın anlamını kazanarak yaşardım.
"Sahilde zaten kimse yok bu yüzden seni buraya getirdim."
"Varlar ya... Gülen eğlenen bir çok insanın sesini duyuyorum...."
Sözümün son anında sesimi kısmıştım. Çünkü artık gülüş sesleri duymuyordum. Gözlerimi usulca açıp sahile baktım. Sahilde gerçekten kimse yoktu. Az önce hepsi buradaydı...
Şaşkım bakışlarımı Ulaş'a çevirdim. Gülümseyerek bana bakıyordu. Yaslandığım yerden doğrulup açık ağzımı kapattım.
"Nasıl? Az önce buradaydılar."
Elimle sahili işaret ettim. Cevap vermeden önce işaret ettiğim elimi usulca tuttu.
"Kimseyi görmedin say."
Elinin ısısı bütün bedenime işliyordu. Güneşin batışı tam karşımızdaydı. Denizi güneşin kırmızı rengi bulamıştı. Bir kez daha gülümsememe neden olan adama baktım.
"Ben çok teşekkür ederim. Böyle bir şey beklemiyordum. Ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Anın tadını çıkar Emel Karahan."
İnmemi işaret ettiğinde hiç beklemeden inip sahile doğru ilerlemeye başladım. Akşam rüzgarı hafif hafif yüzüme çarparken yanıma gelen adama baktım. Benim gibi o da denizi izliyordu.
Beraber sahile yürüyüp kuma oturduk. Denizin dalgası kulaklarıma dolduğu her saniye beynimin bütün düşünceleriden ayırıyordu. Kollarımı birbirine bağlayıp gözlerimi kapattım.
Rüzgar hafif hafif saçlarımı uçuştururken yüzümde bir tebessüm oluştu.
"Biliyor musun? Buraya ilk defa biri ile geldim."
"İlkin olmak güzel."
Sözlerini tartıp biçmek ya da ne anlama geldiğini sorgulamak istemiyordum. Bu yüzden cevap vermeden sessizce dalga seslerini dinlemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANZEHİR
Novela JuvenilTesadüflerin oyuncağı olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? ~Sabahattin Ali~ ~02.02.2021~