BÖLÜM 68

1.8K 117 55
                                    

'Hepsi yalandı, söyledikleri o sözlere inanmayan yürekleri yüzünden kendini kandırmayı başaramamışlardı.'

Bölüm Şarkısı; Katy Perry - The One That Got Away

Aynanın karşısındaki ben ile iki sene önceki ben çok değişmiştik. Karşımda gördüğüm bu gözler, bu bakışlar tamamen farklıydı. Bir yabancıya aitti...

Gözlerimin yanna sebebi kendimi tutmama rağmen dolan göz yaşlarımdı. Babamın o görüntüsü, o çatışma sesleri,  Ulaş'ın kolumdan tutup beni çekmesi, annemin feryatları içimde dolup taşıyordu.

Nefes almaya çalışıyor ama başarısız oluyordum. Titreyen ellerimle çantamı zar zor açıp ilacımı çıkardım. Kutunun içinden iki hap çıkartıp hiç beklemeden ağzıma atmış ve anında yutmuştum. Nefesimi toparlamak için gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çabalarken kapı açılmıştı.

Beni bu halde kim geldiyse görmemesi için gözlerimi açıp kendimi toparladım.

"Uzun zaman oldu." diye yanımdaki lavoboya geçen kişiye döndüm. Bade'ydi ve elini yıkarken bana bakıyordu. Onunla muhattap olup kendimi düşürmeyecektim.

İlacımı çantamın içine koyup elime aldığım gibi kapıya yönelmiştim.

"Ulaş ile birlikte olmamız canını yakmış olmalı." dediğinde tuttuğum kapı kulpunu bırakıp yüzümdeki sırıtmayla ona döndüm.

"Anlamadım?" dedim ona doğru adımlarken. Yandan bir peçete kopartıp silerken bana acıyarak gülmüştü.

"Belli ki onu hala unutmamışsın diyorum."

"Onu unutamamam için bir nedenim yok ki unutamayım. Kendi kafanda kurma rica ediyorum."

Elindeki peçeteyi çöpe atıp üzerime doğru yürümeye başladığında yumruklarımı sıkarak kendime hakin olmaya çalıştım.

"Kendi kafamda kurduğum yok Emel. Ulaş sen geldikten sonra benden uzaklaşmaya başladı. Hatırlarsan benim bir çocuğum var. Ulaş'ı babası biliyor ve sen yeniden hayatımıza girerek onu babasından uzaklaştıramazsın."

"Ben kimseyi kimseden uzaklaştırmak için uğraşmam Bade. Zaten bunu istesem böyle yavaş yavaş yapmam."

Gülerek başka yöne döndü. Üzerinde siyah kısa bir elbise vardı. Saçlarını topuz yaptırmış ve koyu makyaj ile tamamlamıştı.

"Ben sadece güzel bir dil ile seni uyarıyorum. Aramızda tartışma çıkmasın ve sende ailemizi yeniden dağıtma."

"Ailenizi neden dağıtayım? Ben hiç bir şey yapmıyorum ki aileni dağıtan da sensin. Eser ile yatan ben değildim Ulaş'ı bu işlere sokan da ben değildim. Senin yüzünden benim babam hala canu ile mücadele ediyor. O gün kaçırıldığında babamı bu hale getirmene rağmen seni ben kurtardım. Sabrımı taşırma istersen sonucu güzel olmaz."

"Ben hatamın farkındayım Emel. Ayrıca bunu sorgulamak sana düşmez. Burada ben haklıyım da demiyorum sadece Ulaş'tan uzak dur diyorum."

"Aramızdaki fark ne biliyor musun?" diyerek omzundan tutup onu kendimden uzaklaştırdım.

"Sen elimdekileri istiyorsun ben ise istediklerimi alıyorum. Şu an istesem Ulaş'ı kendime çeker o yüzükleri de attırırım. Ama bunu neden yapayım? Hayatımı mahfeden insanları neden yeniden hayatıma sokayım? Karşıma geçip bana aileden bahsetme yoksa o olmayan beynini dağıtırım."

"Beni tehdit mi ediyorsun sen?"

"Ben tehdit etmem uyarırım. Eğer ki buna rağmen benimle uğraşmaya devam edersen uyarımı icraate de dökerim. Şimdi yıkıl karşımdan yoksa katliam çıkacak."

PANZEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin