'Ne de olsa büyümeye başlayınca unutmayı da öğreniyor insan.'
Nilüfer Altunkaya
Şoför eşyalarımı taşırken usul adımlarla evw doğru ilerliyordum. Ulaş buraya geleceğim için fazlasıyla öfkelenmiş ve çıkıp gitmişti. Bu ikimiz için de en iyisiydi ben babamın emanetini koruyacaktım o ise boşanma sürecini tamamlayacaktı. Geriye sadece tek bir sorun kalacaktı en kötü sorun...
Karnımdaki yarayı unutup başımı dik tutarak ilerlemeye devam ettim. Kapının önünde beni izleyen amcam ve Yeliz beni izliyordu. Adımlarımı bir kez bile titretmeden onlara doğru yaklaştım.
"Evimde kalmak için izin almadınız ama yine de hoşgeldiniz."
Yeliz'in beni umursamayarak alayla gülüşüne baktım nasıl bu kadar kötü olabiliyordu.
"Bu ev artık senin değil Emel sen kendi ellerinle ailene ihanet ettin."
"Ben kimseye ihanet etmedim."
"Ya sen hala ne konuşuyorsun Emel? Şu düştüğün hale bak önce ne kadar zavallı görünüyorsun. Hala tutturmuşsun babamın evi babamın evi diye."
"Bu seni hiç ilgilendirmez Yeliz."
"Ne demek ilgilendirmez? Unuttun mu ben bu ailenin kanını taşıyorum ve vurulan da benim amcam. Sen kimsin?"
İşaret parmağını çenesine yerleştirmiş düşünüyormuş gibi gözlerini etrafta gezdirdi. Amcam her zaman ki yaptığı şeyi utanmaz kızının konuşmasına izin veriyordu.
"Ha dur hatırladım hiç kimse bu aileye evlatlık alınan yetim."
Kendime engel olamayıp tüm gücümle tokat attım. Hata yapmış olabilirdim ama beni bu konudan asla vurmalarına izin vermezdim. Amcam bileğimi sertçe kavrayıp beni kızından uzaklaştırmıştı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!"
Bileğimi elinden kurtarıp zorla yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeyle amcama baktım. Nasıl da kızının canı yandı diye kızmıştı aynısı bana da yapılıyordu.
"Nasıl kızdın değil mi amca? Az önce kızına gösterdiğim şiddeti siz de bana psikolojik olarak yapıyorsunuz. Senin canın yanıyorsa benim babamın da orada canı acıyor. Ben senin abinin kızıyım ve babam uyandığında bu yaptıklarının hesabını soracak sana."
"Yanılıyorsun Emel abim uyandığında senin ona ihanetini öğrenecek ve ilk iş olarak seni evlatlıktan reddedecek. Artık bu eve girecek son insan bile değilsin sen. Abimin en kötü huyunu hepimiz çok iyi biliriz. Ona yapılan ihaneti bir kez bile affetmezdi seni de affetmeyecek."
"Beni babamla mı tehdit ediyorsun?"
"Hayır sadece olacakları söylüyorum. Şimdi git katil sevgilinin yanına ve bu evin önünden bile geçme."
Arkada bizi izleyen Nil ablaya gitti bakışlarım o da çok üzülüyordu bu duruma gözlerinden anlayabiliyordum. Gözlerimin dolmaması için ne kadar çaba harcadığımı bir ben bir Allah biliyordu. Bakışlarımı Nil abladan çekip amcama baktım eğer evde kalmak için ısrar edersem anneme her şeyi anlatabilirdi bu ihtimal beni daha da yıkıyordu.
"İşte katilimiz de geldi."
Yeliz rahat tavırla bize doğru ilerlerken arkamı dönüp kimin geldiğine baktım. Ulaş arkasında iki polisle bize doğru geliyordu.
"Bizimle baş edemeyeceğini bildiğin için çağırdın onu değil mi?"
Yeliz'in sözlerini umursamadan yanımda duran Ulaş'a baktım. Gözlerindeki öfkeyi bir tek ben fark etmiyordum amcam da görüyordu ve bu yüzden bir adım geri atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANZEHİR
Roman pour AdolescentsTesadüflerin oyuncağı olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? ~Sabahattin Ali~ ~02.02.2021~