14.Bölüm

627 263 77
                                    

14

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14.Bölüm: Belki gözlerinde bulurum gerçeği, kimsenin göremediği bir evreni...

Başıyla onay verdikten sonra içeriye geçtim. Şimdi asıl meselemize geri dönüyorduk. Eve girerken ses çıkarmamaya özen göstersem de bu imkansızdı. Kapıyı kapatıp çantamı çıkardım. Oturma odasına ilerlerken annemin her zamanki akşam olduğu gibi masayı kuruşunu izledim. Babam tahminen balkondaydı. Abim odasındadır diyerek annemin yanına ilerledim.

"Yine geç kaldım."

Annem bardakları yerleştirirken kısık sesiyle cevap verdi.

"Olsun, sana güveniyorum."

Karşılık olarak sadece gülümsemekle yetinsem de bu çok hoşuma gitmişti. Zihnimdeki sorunları unutarak odama yöneldim. Kapıyı kapatıp çantamı yatağın üzerine koydum. Daha sonra banyoya ilerledim. Saçlarım kabarıklığını koruyordu. Düzleştirdiğim için şuan sadece dalgalı görünüyordu. Aynadaki yansımama baktıktan sonra duşa girme hissiyatı oluştu. Çünkü kendimi böyle görmeye alışık değildim. Ilık suyu ayarlayıp yaklaşık beş dakika altında durdum. Bedenime değen su aklımdaki kirleri de arındırıyormuş gibi hissediyordum.



Bu şekilde daha çok anlam kazanan kelimelerimle Göktuğ'un yazarsın diye söylediği cümleyi hatırladım. Ellerim saçlarıma gidip eski kıvırcıklığı geri getirmeye çalışırken suyu kapatıp kurulandım. Eşofmanlarımdan birini giyip üzerime geniş kazak tercih ettim. Havluyu saçlarıma sardıktan sonra banyodan çıkıp masama doğru hızla yürüdüm. Her an unutabileceğim hisleri gözlerimi kapatarak doğru bir şekilde anımsamaya çalıştım.

"Hala yıldızların en güzel halinde beni hatırlıyor musun?"

"Bugün gözlerine bakamadığım için yıldızları göremiyorum."

Ve ben odama yansıyan ay ışığında onun cümlelerini kağıda aktardım. Bu yazdıklarımın en güzeli olabilecekken bir parçasını benden almış olması hoşuma gidiyordu. Rahatlamış zihnim elimdeki kalemi bırakmak istemiyordu. Ben de kendimden bir cümle daha ekledim.

"Ama bak unuttuk güneşin en büyük yıldız olduğunu..."

Kağıdı ikiye katlayıp kitaplarımdan birinin arasına koydum. Zihnimdeki şarkı tekrar başlamıştı. Artık geri dönüşü olmayan cümlelere ilerlediğimin farkındaydım. Kitabı görünmeyecek şekilde yerleştirip kendimce güvende tutmaya çalıştım.

Odamdan çıkıp oturma odasına ilerledim. Bu sefer herkesten önce oturup onların gelmesini bekledim. Yaklaşık beş dakika içinde herkes yerlerini almıştı. Sessizce yediğimiz yemekte bana alışkanlık sağlayan konuşmaları zihnimde geçirdim. Düşüncelerimin arasından babamın sesiyle ayrıldım.

"Okul nasıldı?"

Eğik başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Nedense kendimi suçlu hissetmeye başlamıştım. Onlardan saklamak istemiyordum ama henüz anlatacak bir şey yoktu.

HİSSEDEBİLİRSİN YAĞMURLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin