3.Bölüm: YALNIZ

1.3K 522 517
                                    


3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3.BÖLÜM: Korktuklarından kaçarken sevdiklerinden uzaklaşmışsın. Kapandığında gözlerin yeşiliyle anılmışsın. Bittiğini sanarken başlangıcı kaçırmışsın...


Ama olmayınca zorlamanın bir anlamı da yoktu. İçimi ürperti alırken insanların arısından dikkatlice geçtim. Masaya yönelip sandalyenin kenarındaki çantamı aldım. Şimdi hiç bilmediğim bir okulda önce kulaklığımı takıp sonra sınıfımı aramak için merdivenlere yöneldim. O sırada telefonuma gelen ard arda bildirimler dinledim şarkının mooduna girmeme engel olmuştu. Telefonumu çıkarıp mesajları okudum.

Asrın Okutan : Ders başladı.

Göktuğ Atlas Devin : Gelmese de olur.

Kimden bahsediyordu? Ciddi anlamda söylenen her sözü üzerime alınma gibi bir huyum vardı. Başıma giren ağrılarla yazmaya başladım.

Ahenk Gölge: Özel konuşmalarınızı buradan yapmayın lütfen.

Lütfen demek istemesem de nezaketimden ödün veremezdim. Bilgi kısmına girip kimin okuduğuna baktım. Aslına bakılırsa mesaj yerine ulaşmıştı. Cevap gelmeyeceğini umarak telefonu cebime atıp şarkıyı tekrar açtım. Bu kez gelen bildirimleri duymamazlıktan gelip sınıfa ilerledim. Tam kapının önünde durup bin günde iki kez derse geç kaldığım için utanıyordum.

Kapıyı çalıp biraz açtım. Eğer çık derse görünmeden kapatacaktım.

"Girebilir miyim?"

Farklı bir dersin hocası gelmişti. Uzun boylu tahminen otuzlu yaşların başındaydı. Kaşlarını çatıp bana dördü. Sonra başını iki yana hayır anlamında sallayıp tekrar sınıfa döndü. Ben de zaten bugün yeterince düşen özgüvenimle kapının arkasında kaldım.

Derin nefesler aldım. İçimden kendimi sakinleştirmek için konuşmalar yapmaya hazırlanırken dolan gözlerimle kendime kızdım. Tekrar eskiye dönecektim belki de.

Yavaş adımlarla aşağıya indim. Tamamen tenhalaşan kantine geçip kendime bir kahve aldım. Sonra masaların en temizine ilerleyip oturdum. Çantamı sandalyelerden birine koyup defterimle kalemi çıkardım. İçimdeki duyguları bir insana anlatmaktansa kağıtlarda dolmasına göz yumabilirdim. Parmaklarını baş sayfaya değdirip derin nefeslerimi sürdürdüm.

"Sanki hiç başlamamış gibi son buldu cümlelerin. Çünkü ben değişmek yerine aynı kalmayı seçmişim ve unuttuğum yıldız bu sefer yerinde değildi."

Başaramamıştım. Kendi içimde olup biteni bile dışarıya aktaramazken nasıl olur da bunu geçirmeyi düşünecektim. Hafifçe başımı kaldırıp karşı masada kulaklığını takmış telefonuyla ilgilenen birini gördüm. Kalemi bırakıp cebimdeki telefonu çıkardım.

Göktuğ Atlas Devin : Seni burada zorla tutmuyoruz. İstemiyorsan çıkabilirsin.

Kaşlarımı çatıp bana izin verir gibi kurduğu cümleyi tekrar okudum.

HİSSEDEBİLİRSİN YAĞMURLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin