17.Bölüm: Gül

610 232 25
                                    

17

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17.Bölüm: Bir kuğu düşün gölün ortasında. Derin suyun üstünde, güneşin hedef noktasında. Yıldızlı gecede suya yansıyan ışıkların en kısa dansında. Bir kuğu düşün, bizi kaybedip bulamayacağını sandığında...

Gözlerimi araladığımda güneş batıyordu. Odaya dolan ışıklar, camdan duvara yansıyan turuncu renk uykulu bedenime güzel bir karşılama sunmuştu. Yere doğru sarkan elim ve üstümden düşen battaniyeyle bakışlarımı duvara sabitleyip düşünmeye başladım. Başka yapabileceğim bir şey yoktu. Aklımda sadece kendime ait olan bir yer vardı. İnsanların kirletemediği, hayallerime karışamadığı, düşüncelerimi yargılayamadıkları büyük bir kelime haznesine sahiptim. Bundan kimsenin haberi yoktu. Mırıldandığım şarkıların henüz anlaşılmamasına seviniyordum. Yavaşça doğrulup ayağa kalktım. Üzerimdeki battaniyeyi koltuğa koyarak yavaş adımlarımla cama doğru yaklaştım. Masanın kenarındaki sandalyelerden birini alıp oturdum. Bir elimi yüzüme koyarak başımı dik tutmaya çalıştım. Bedenim üşümekten titriyordu, gözlerim kapanmak için direnirken kendimi daha fazla tutamayacağımı fark ettim. Yavaşça oturduğum yerden kalkıp Göktuğ'un odasına doğru yürüdüm. Açık kalan kapı tamamen kapanmıştı. Geri dönme ihtimali aklımdan geçerken onu görme isteği daha ağır basmıştı.

Kapının önünde durarak birkaç saniye öylece bekledim. Sonra kapıya tıklatıp uyuyor mu diyerek kontrol etmek istedim. Bana cevap vermedi ama içeriden gelen adım sesleri kapıyı açacağı anlamına geliyordu. Açtığında ona ne diyebileceğimi bilmesem de beni gördüğünde durumu anlayacağını umuyordum. Saniyeler sonra karşımda belirdi. Başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Uyuduğu için gözleri şişmiş, saçları tamamen karışmıştı. Kendimi tutamayarak sinir bozukluğuyla gülümsedim.

"Komik görünüyorsun."

Kaşlarını çatarak yüzüme bakmayı sürdürdü. Sonra kolunu kapıya koyarak yaslandı. Bana cevap vereceğinden emindim.

"Senin odanda ayna olmadığı için kendini göremiyorsun."

O kadar kötü olamazdım. Bu sadece onun bana karşılık verme şekliydi. Başımı ona katılmak amacıyla sallayıp konuyu değiştirmek istedim.

"Ağrı kesici bulabilir miyiz? Üşüttüm galiba."

Yaslandığı kapıdan doğrularak içeriye girmem için bana yol verdi. Yavaş adımlarla odaya girdim. Göktuğ buraya daha önce gelmiş olmalıydı. Her noktası ona ait izler taşıyordu. Birkaç adım atıp arkamı dönerek ona baktım. Yatağının kenarındaki komodine doğru uzanıp çekmecelerden birini açtı. Birkaç saniye boyunca karıştırdıktan sonra elindeki ilaç kutusunu bana uzatarak almamı bekledi. Bu kadar kısa sürmesini beklememiştim. Kutuyu alıp kapıya doğru yöneldim. Eğer tek bir kelime dahi ederse duracak ve bu başlayan konuşmanın uzaması için uğraşacaktım. Ve her şey beklediğim gibi gerçekleşti.

HİSSEDEBİLİRSİN YAĞMURLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin