Medyadaki şarkı ile okumanızı tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar ~
***
Donan bedenini zorla geriye çekti. Düşünemiyordu. Sadece karşısındaki görüntüye odaklamıştı kendini. İnanmak istemiyordu. Beyninde yankı yapan o cümleler, büyük birer bomba gibi patlayıp dağıtıyordu içindeki her şeyi. Terden ıslanan ve uzayan saçları düştü birer birer anlına, hareket ettikçe.Yaşadığı anların parçaları birer birer oturup yok oldukça, geriye gidiyordu. Karşısındaki gözleri gördüğü ilk güne. Kendisine bakan nefret dolu gözlere. İlerisi yoktu artık. Gülümsediği, yarasını sardığı, önünde diz çöktüğü, aklından çıkmayan o yüz ve o bakışlar yoktu artık.
Eline doladığı ve sıktığı için parmaklarına küçük kesikler açan zincir kaydı, prensin beyaz boynuna sürterek. Yere sesli bir şekilde düşüp derin sessizlikte yankılandı. Üstüne oturduğu bedenden geriye çekti kendini yavaşça. Vücudu yaşadığı şokla hem kaskatı kesilmiş hem de titriyordu. Tökezlediğinde geriye doğru düşeceği sırada sarıldı koluna beyaz parmaklar.
Hissettiği anda tüm gücüyle itti kendisine tutunan kolu Hoseok. Çattı kaşlarını ve arkasındaki yataktan destek alarak ayağa kalktı. Gözündeki yaşları sildi titreyen eliyle - kuruduğu anda yenileri ıslatırken yanağını- inatla sildi. Yukarıdan baktı yerden kalkmaya çalışan prense.
Kalktığında karşı karşıya durdular. Dudaklarını hareket ettirmeye çalıştı. "N-neden?" kuruyan boğazı yüzünden fısıltıya yakındı sesi genç varisin.
Ne hissettiğini anlayamıyordu. Karşısındaki donuk bakışlara baktı. Tek bir his barındırmayan o siyahlara. Titreyen elleri ile gözünün önüne düşen saçlarını geriye doğru taradı. Deli gibi gülerken bağırdı "Neden! Bu zamana kadar.. Hepsi sadece yalan mıydı? Hahaha"
Kocaman gülüşüne zıt, artık hislemediği yaşları birer birer ahşap zemine ve beyaz saten gömleğine damlıyordu. Neden bu kadar ağlıyordu? Salak olduğu için! Aptal olduğu için! Yıllardır yanında olan dostuna değilde gülüşüne kandığı şu adama güvendiği için!
Karşısındaki ruh gibi beden sinirlerini daha çok bozduğunda hızla baktı etrafına. Açıklama mı bekleyecekti? Tabi ki de hayır! Buradan bir an önce çıkmalıydı.
Bir kaç santim ilerisindeki devrilmiş olan cam şişeyi kavradı. Büyük adımlarla koştu Yoongi'nin üzerine. Sol omzuna baskı yaparak arkasındaki duvara itti. Kemikler sert zemin ile çarpıştığında tok bir ses çıktı, ardından da prensin kısık tıslama sesi.
Sertçe kapanan gözlerini açtığında Yoongi, zifiri karanlıkta parıldayan dolu ve koyu kahvelerin içine baktı. Koyu yeşil cam şişe kendisine doğru geldiğinde kafasını yana doğru çekmeye çalıştı olabildiğince.
Kulaklarının dibinde parçalanan cam şişenin küçük bir kaç parçası yüzünü çizdi. Sonrasında boğazında hissettiği baskıyla o yöne baktı. İnce parmakların sardığı büyük cam parçası, boğazından bir santim kadar uzaktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REGNO-Sope
Fanfiction"Karşıma çıksa acımadan soluksuz bırakır, öldürürüm ellerimle.." Dedi Yoongi , ufacık dokunuşuyla paramparça olacağından habersiz bedene. *Regno;İtalyanca krallık anlamına gelmektedir. [sope+taejin]