𝕹𝖔𝖛𝖊

445 83 90
                                    

Keyifli okumalar ~ Lütfen Okuduktan sonra oylamayı unutmayın :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar ~ Lütfen Okuduktan sonra oylamayı unutmayın :)

***
Elindeki kadehte bulunan beyaz renk şarabı çevirdi varis. Oturduğu koltukta doğrulup küçük pencereden dışarı baktı. Güneş neredeyse doğmak üzereydi.

Bakışlarını yan tarafına çevirip biraz ileride, yatakta uzanan prense baktı. Jimin ateşinin düştüğünü söyledikten sonra birkaç bitki toplamak için dışarıya çıkmıştı.
Hoseok ise asla gözlerini açmamış tüm gece öylece yatmıştı. Yoongi ise uykusuzluktan ölüyordu ve aşırı derecede bitik hissediyordu.

Başına durup dururken bela almıştı. Bundan sonra yapmak istediği şeyleri, ihtimalleri de düşünüp planlamalıydı. Soğuk parmakları ile anlını ovuşturup sıkıntılı bir nefes verdi. Bir çok kişi çoktan Hoseok'u aramaya çıkmış olmalıydı. Bir de onlara herşeyi açıklamak vardı. Lanet olsun!

Odadaki sessizliği rahatsız mırıltılar doldurduğunda, tekrar yatağa çevirdi Min bakışlarını. Hoseok turuncu saçlarını yastığa yavaşça sürtüyor ve parmaklarını oynatıp, yumruk yaptığı ellerini tekrar serbest bırakıyordu.

Daha iyi görmek için ayaklanıp yavaşça yanına adımladı Min. Zaten oda küçüktü ve yatakla arasında fazla mesafe yoktu.

Hoseok daha fazla kımıldamaya başlamış, terleyen anlına yapışmıştı turuncu tutamları. Uyandığını düşünmüştü Yoongi fakat gözleri kapalıydı.

Jimin:

'Zehir yüzünden çeşitli halisülasyonlar veya kabuslar görebilir. Ben yokken eğer birşey olursa soğuk su ile yüzünü ıslatıp uyanmasını sağlarsın.'

Kabus görüyor olmalıydı. Cidden Jimin neden gitmişti ki şimdi? Dediği şeyleri yapması gerekliydi.

'Ahh! Cidden. Lanet olsun sana Yoongi. Aptalsın! Bela açtın başına boş boşuna.'

Yatağın uç kısmına yarım bir şekilde oturup, soğuk su dolu kaba uzanacağı sırada bileğine sarılan ince parmaklar durdurmuştu hareketini. Büyüttüğü gözleri ile şaşkınca parmakların sahibine döndüğünde,Hoseok'un dehşet içinde kendisine baktığını görmüştü.

Kaşlarını çatmış, kesik kesik nefesler veriyordu kurumuş dudaklarından. Yüzü boğazına ve kulaklarına kadar kızarmış büyük gözlerini kocaman açmıştı. Kendisine öyle değişik bakıyordu ki bir an neye uğradığını şaşırmıştı Yoongi.

Hoseok'un gözünden ise görünen görüntü tamamen farklıydı. Karanlık ve kan ile dolu rüyasından uyandığında karşısında gördüğü görüntü yüzünden aklını kaçıracak gibiydi.

Daegu varisi Prens Min, üzerindeki toz ve kan içindeki savaş kıyafeti ile tam gözlerinin içine bakıyordu. Dudaklarının kenarı, göz çevresi ve çenesine kanlar bulaşmış, kan donduran gülüşü yerleştirmişti ince dudaklarına. Elindeki siyah eldivenlere düşürdü bakışlarını,sıkı sıkıya kavradığı beyaz, yarısı kırmızı kan ile boyanmış Gwangju'nun simgesi mendili tutuyordu. Gözlerini Min'in göğsünde duran armaya düşürdüğünde kalbinin durduğunu hissetti Hoseok. Taehyung'un armasıydı bu.!

REGNO-SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin