𝕾𝖊𝖎

507 92 69
                                    

Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum 🤍

Keyifli okumalar...

**
Elinde tuttuğu hayali kılıcın sapından daha sert kavradı. Aynadaki yansımasından gözlerinin içine bakarak çattı kaşlarını. Gözlerinin altı çökmüş ve yorgunluktan rengi solmuştu Hoseok'un. Karşısında hayal ettiği kılıcı savurmak için etrafında dönerek sert bir darbe indirdi.

Prens Min'e yenildiği geceden beri sürekli olarak çalışıyordu. Taehyung'un dediği şeyleri kabul etmemek içindi aslında bir yönden bu çabasıda ama bunu kendisine söyleyemiyordu. Daegu varisine yenilmişti sonuçta. Kendisini geliştirmeliydi. Taehyung'a yenilmesi bir nevi olanağı olan bir şeydi ama Prens Min'e yenilmesi kabul edilemezdi. Hem çok da yakın ilerliyordu mücadele.

'Neden tuş edebileceğin halde hamle yapmadın Hoseok? '

Son hamleyi yapmamıştı işte. Kafasını sağa sola sallayıp sürekli beyninde dolaşan cümleleri yok ederek kendine gelmeye çalıştı. Dağılan turuncu tutamlarını aynaya bakarak düzeltirken kapının çalmasıyla tüm odağı bozulmuştu.

' Kirlileri almak için geldim Prensim.'

'Girebilirsin.'

İçeri topallayarak giren hafif tombul ve orta yaşlardaki kadını görür görmez gülümsedi Hoseok. Kadın da aynı şekilde gülümseyip başıyla selam verdi. Yatağın üzerinde bulunan kıyafetleri aldıktan sonra elindeki yıkanmış ve ütülenmiş kıyafetleri de yatağın üzerine bıraktı.

'Oh, Melani av kıyafetlerimi getirmeni istememiştim ki ben.'

Melani sarayda çalışan hizmetlerin başıydı. Yıllardır sarayda çalışırdı. Hoseok'un annesi henüz o doğduktan bir kaç yıl sonra ölmüştü. Bu yüzden Hoseok ile ilgilenmiş ve onu büyütmüştü. Hoseok ona çok fazla değer veriyordu. Annesinin ise nasıl ve neden öldüğünü bilmiyordu. Aslında doğumdan sonra hastalandığı ve yanlızca bir kaç yıl dayanabildiği söylenmişti fakat çok da inandırıcı gelmemişti bu ona. İnanmak istiyordu fakat kalbinde bir yerde inanmasına birşeyler engel oluyordu. Çoğu kez araştırmaya çalışmış fakat üstü hep örtülmüştü. Bu yüzden babası ile büyük bir kavga etmiş ceza olarak bir süre saraydan bile uzaklaştırlmıştı. Melaninin bu konu hakkında birşeyler bildiğine emindi fakat babası tarafından susturulduğunu biliyordu. Ona zarar gelsin istemiyordu bu yüzden ona bunu asla sormamıştı.

Melani gülümseyerek yanına doğru yaklaştığında topallayan ayağında kaldı gözü Hoseok'un.

Bunun hikayesini her hatırladığında kalbi eziliyor ve tüyleri ürperiyordu. On sekiz yaşlarındaydı Hoseok bu hikaeyiyi ondan dinlediği zaman. Çok ısrar etmişti, artık büyüdüğünü ve onu anlayacağını söylemişti. Melani o anları tekrar yaşarmışçasına anlattığında Hoseok'da onunla birlikte yaşamıştı.

Melani çok yetenekli ve güzel bir kadındı gençken. Kadınların yaptığı ve yapmaktan zevk aldığı şeylerin aksine avlanmayı ve savaşmayı daha çok seviyordu. Ayrıca diğer kadınlardan farklı olarak erkeklere değilde kadınlara ilgi duyuyordu. Bunu 19-20 yaşlarındayken genç bir prensese aşık olduğunda fark etmişti. Duygularından emin olması zaman almıştı ama aklından bir türlü çıkaramıyordu o güzel kadını. Duygularını açıkladığında prenses de ona karşı aynı duyguları beslediğini söylemişti. Aşklarında çok büyük bir engel vardı. Aşkları yasaktı. Ülkede böyle bir ilişki içinde bulunmak kesinlikle yasaktı. Eğer yakalanırlarsa iki kişi de çok uzağa sürgün ediliyor ya da daha farklı şekillerde cezalandırılıyorlardı. Bu hala böyleydi.

Maleni sıradan bir vatandaştı yasak olsa bile buralardan çok uzaklara gidip aşkını özgürce yaşabilirdi fakat sevdiği kadın bir prensesti. Onu düşünmeliydi. Bir gece prenses kapısına ağlayarak gelmiş ve artık dayanamadığını birlikte kaçmalarını teklif etmişti. O gece sessiz bir şekilde şehirden ayrılırlarken ormanda, önlerini kesmişlerdi muhafızlar. Melani çatışmıştı onlarca muhafızla. Sevdiği kadını veremezdi onlara. Gücünü sonuna kadar harcamış fakat bacağına aldığı ağır darbe ile yıkılmıştı bedeni. Sevdiği kadın çığlıklar içinde gözden kaybolurken, kanlar içindeki bedeni ormanda yığılmış kalmıştı öylece. Bu sevdiği kadını gördüğü son anıydı.Gözlerini açtığında kendini bu sarayda bulmuştu. Tedavi edilmişti. Fakat ağır darbe aldığı bacağı artık topal kalmıştı. Krala gerçekten minnettardı. Sarayımızda hizmetli olarak çalışmaya başlamış ve aşkını da kalbindeki sonsuzluğa gömdüğünü söylemişti.

REGNO-SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin