Oylarınızı ve satır arası yorumlarınızı bekliyorum..
Keyifli okumalar ~
****
İntikamını körükleyecek şeyler mi?
Bilmediği neler vardı?*
Tamamen odaklamıştı kendisini babasının dudaklarına ve bekliyordu Yoongi duyacağı şeyleri.
Biliyordu iyi şeyler değildi. Biliyordu birşeyler saklanmıştı kendisinden yıllarca. Öfkelendiğini hissetti henüz hiçbirşey duymadığı halde. Öfkesi babasınaydı çünkü saklamıştı kendisinden. Hemde neredeyse hiç göremediği annesi hakkında bir şeyler.Ve intikam demişti... O an gözlerinin önünde canlandı yine turuncu parlak saçlarıyla genç varis... Dikkat kesilmişti tüm bedeniyle fakat içinde bir yerlerde kulaklarını kapatmak isteği ile dürtülüyordu. İstiyordu deli gibi herşeyi öğrenmeyi evet bundan emindi! Fakat neden?
"Bu intikam boşuna değil Oğlum. Bunca kan bu zamana kadar boşuna dökülmedi..."
Elini uzatıp annesinin resminin bulunduğu çerçevenin etrafında gezdirdi kral baş parmağını. Sıkıntıyla topladığı nefesini bıraktı.
Yoongi ise asla kımıldamadan tükenen sabrıyla izliyordu yaptıklarını.
" Gwangju ile imzaladığımız bu barış antlaşması ilk değil. Yıllar önce de imzalanmıştı. Şimdiki gibi değil o zamanlar gerçek bir barıştı."
Ne demek daha öncede imzalanmıştı!? Yoongi gözlerinin açılmasına engel olamadı.
" O zamanlar sen yaklaşık dört yaşlarındaydın. Fener festivali zamanıydı. Herşey başta güzeldi. Yemekler yeniyor, kadehler tokuşuyor ve danslar ediliyordu.
Gece yarısına doğru fenerleri gökyüzüne bırakma zamanı gelmişti. Kral ve kraliçe ilk feneri bırakır gökyüzüne. Fakat annen fenerleri bırakmadan önce seni kontrol etmek istemişti. O gün çok fazla ateşlenmiştin. O sana çok düşkündü. Onlarca bakıcı olmasına rağmen kendisi bakmak istemişti sana."
Ellerini yumruk yapıp batırdı tırnaklarını avuçlarına genç prens.
Kral sonunda yüzünü çerçeveden çevirip, kasılan yüzüne ve koyulaşan gözlerine çevirdi Oğlunun." Gitmesine izin vermiştim. Aradan biraz zaman geçtiğinde içime düşen kuşku beni saraya yönlendirmişti. Sarayda bir kaç muhafız ve hizmetliden başka kimse yoktu, neredeyse tamamı festival için dışarıdaydı çünkü.
Hızlı adımlarla odana doğru yürüdüğümde kapının girişindeki iki muhafızın kanlar içinde yerde yattığını ve kapının tamamen açık olduğunu gördüm. İçeriden annenin çığlığını duyduğumda tüm gücümle koştum. Ama yetişememiştim...
Siyah maskeli bir adamdı. Elindeki kanlı bıçağı daha sıkı kavrayıp gözlerime bakarak bir kez daha sapladı annene. Öylece kalmıştım. Gözlerim üzerindeki kıyafete kaydığında işte o zaman gördüm. Cebine koyduğu beyaz mendili. Gwangju'nun simge rengi o mendil... Yer yer annenin kanı ile boyanmış beyaz mendil... "
Düşürdüğü başını kaldırıp, kapattığı gözlerini açtı ve baktı oğluna. Titriyordu bedeni prensin. Beyaz boynu yüzüne kadar kızarmış, gözleri dolmuş ve çenesini kasmıştı.
Babası kasılan omuzlarını tuttuğunda midesinin daha çok bulandığını hissetti Yoongi. Yanıyordu sanki bütün vücudu. Başı dönüyordu.
Omuzlarından sarsıldığında buğulu gözlerini kırpıştırarak baktı babasına. Ağlamazdı. Ağlamayacaktı. Kralın karşısında bunu asla yapmazdı. Kimsenin yanında ağlamazdı Yoongi."Ülkenin sınırları umurumda değil! İntikam istiyorum oğlum. Üstü örtülmüş ve unutulmuş annenin intikamını almanı istiyorum."
Başının kenarlarında atan damarları hissediyordu Min. Bağırmak istiyordu. Kılıcını ve tüm askerleri ardına alıp o sarayı yıkmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REGNO-Sope
Fanfiction"Karşıma çıksa acımadan soluksuz bırakır, öldürürüm ellerimle.." Dedi Yoongi , ufacık dokunuşuyla paramparça olacağından habersiz bedene. *Regno;İtalyanca krallık anlamına gelmektedir. [sope+taejin]