20.Bölüm ❇ Mezar Ziyareti

1.6K 70 68
                                    

Violetta'dan;

 

"Söyle hadi." Boş boş Angie ve Pablo'ya baktım. Ne bekliyorlardı, cidden bilmiyordum. Sahne korkum vardı, insanların önünde şarkı söylemiştim evet ama korkum geçmemişti. Asla geçecek gibi de durmuyordu. Şimdi pat diye onlara şarkı söyleyemezdim de. Her ne kadar beni partide dinlemiş olduklarını söyleseler de, fark etmezdi. Korku, korkuydu bir kere.

"Söyleyemem, Bayan Angie. Sesim çatlar." Ellerimle oynama şiddetini yükselttim. Odadaki bütün eşyaların yerlerini ezberlemiş, kitaplıktaki kitapların nasıl daha dekoratif duracaklarını düşünmüştüm. Ama şarkı söyleyememiştim. On beş dakikadır.

Bay Pablo ellerini saçlarından geçirirken, "Kendine güven," demişti. Kendime tabii ki güveniyordum ama şarkı söyleyemezdim. Neden anlamıyorlardı ki beni? Ben, onları anlardım oysa ki.

Kapı tıklatıldı, içeriye Antonio ve León girdi. "Getirdim, León'u da," deyip bana doğru ittirdi onu. Anladığım kadarıyla, neden buraya getirilmiş olduğunu anlayamamıştı o da. Sahi, neden getirmişlerdi León'u da? Çocuk birkaç gündür benden uzak olmaya çalışıyordu. Çok ayıptı yaptıkları, çok.

Bayan Angie, "Madem tek başına söyleyemiyorsun, León ile birlikte söyleyeceksiniz," dediğinde, başımı geriye doğru attım. Burası onların alanıydı ve bizi hapsetmişler, şarkı söylemeden salmayacaklarını ilan etmişlerdi. Öğretmenlerin hepsi mi tuhaf olurdu yahu?

"Neyi?" Hepimizin bakışları León'a döndü. Bizim bu tepkimize karşın, "Dünya'nın en güzel kadınına 'çirkin' demişim gibi neden öyle bakıyorsunuz?" demişti ve benden bir göz devirme kazanmıştı. Adamın düşünceleri artık kadınlarla özdeşleşmişti ya. Pis kadın düşkünü, sapık.

"Violetta ile beraber şarkı söyleyeceksiniz. Şimdi." Durumu kısaca belirtmişti Antonio.

León'un gözlerinde bir ışıltı yakalasam da, "Olmaz," diyerek yanlış gördüğümü düşünmemi sağlamıştı. Bu, canımı ister istemez acıtmıştı...

Bay Pablo, "İtiraz istemiyoruz. Podemos'u söyleyeceksiniz. Nokta," dedi. Daha fazla itiraz edemeyecektim zaten. Bir an önce söyleyip derse girmem gerekiyordu. Tonlamaları öğrenecektik ve kesinlikle kaçırmamalıydım bu dersi.

İkimizin de eline mikrofon tutuşturdular. Bu şarkının düzenlemelerini ben yapmış olsam da, söylemek istemiyordum. İçime sinmiyordu artık. Evet, çok romantikti ama bu şarkıyı ablama bestelediğini göremeyecek kadar kör değildim henüz. Söylerken de onu hatırladığından emindim. Ne de olsa ablam, onun biricik aşkıydı. Sonsuza kadar da öyle kalacaktı.

Melodiyi duyunca kalbim bağımsızlık savaşı veriyordu. León'un yakınında olmak da bu savaşta benim kazanmama engeldi. Ondan birkaç adım gerileyip sıranın bana gelmesini bekledim. León'un, duyanda hayranlık bırakan sesiyle gözlerimi kapattım ve bende ona eşlik etmeye başladım.

Birbirimizi şarkıya o kadar kaptırmıştık ki, bir anda onun kollarında bulmuştum kendimi. Işıldayan gözlerini görünce kalbim bir kez daha çırpındı ve beni döndürmesine izin verdim.


Pero hay cosas que si sé,
Ama bildiğim bir şeyler var,

Ven aquí y te mostraré.
Buraya gel ve sana göstereyim,

En tu ojos puedo ver...
Görebiliyorum gözlerinde,

Lo puedes lograr, (lo puedes lograr...)
Bunu yapabilirsin, (bunu yapabilirsin...)

✖ UZAK ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin