27.Bölüm ❇ León?

872 58 36
                                    

Violetta'dan;


"Francesca bu çok mu fazla oldu?" deyip saçlarımın uçlarına dokundum. Dünden beri şu değişim işiyle boğuşuyorduk ve aynadaki görüntü sonunda oluşabilmişti. Sanki hiç ben değildi aynadaki Violetta.

"Çok güzel oldun. Öyle değil mi Camila?"

Francesca dudaklarıma parlatıcıyı sürerken, "Harika oldun canım," demişti Camila. "Seni böyle göreceğimi hiç sanmıyordum ama... vay be!"

Camila'ya gülümsesem de hiç içime sinmemişti bu görüntü. Tamam, çok çok güzeldi ama ben değildim ki. León'u elde etmek için kendimden çok uzaklaşmışım gibi geliyordu. Bir erkek yüzünden değişmek bana göre değildi ki! Ben, bendim. Her zaman.

Galiba ağlayacaktım.

Francesca elleriyle yüzüme rüzgâr yapıp, "Sakın ağlama! Makyajın bozulacak!" diye cırladı. Camila ile birlikte saçma bir şekilde gözyaşlarımı kurutmaya çalışıyorlardı. Ah. Bir insanın etrafındaki herkes mi sorunlu olurdu yahu?

"Tamam tamam. Geçti." Gözlerimin kenarlarını serçe parmaklarımla sildim. Bu görüntünün üstesinden gelebilirdim. Nelerin üstesinden gelmiştim şimdiye kadar. Dış görünüşün üstesinden mi gelemeyecektim yani? Hah!

"Ben çantamı hazırlayayım. Siz de Calvinetta'yı Bayan Tina'ya bırakın. Onun evinin önünde buluşuruz," deyip Calvin'i kucağıma aldım. Minik burnunu ve boynunu öptükten sonra bebek kokusunu içime çektim. Kıkırtısı salonu doldurduğunda gülümsemiştim. Çabucak büyüyordu. Çok da güzel bir kız oluyordu. Babası çok uğraşacaktı erkek arkadaşlarıyla, çok...

Francesca, Calvin'i benden aldı. Acaba ağır gelmiyor muydu tüm olanlar ona? Yedi ay öncesine kadar León ile birlikteydi. Sonra ben çıkmıştım ortaya ve tüm düzenini mahvetmiştim. Benim yüzümden ayrılmışlardı, benim yüzümden okuldakilerin iğrenç dedikodularının merkezinde olmuştu... Üstelik kucağındaki bebek de, sevdiği adamın bebeğiydi. Başkasından olan bebeği... Hâlâ neden bana iyilik ediyordu, bilmiyordum. Yaptığı iyiliklerin altından herhangi bir çıkarı da olacak gibi değildi. Gayet saf hareket ediyordu. Onun dostluğunu çok sevsem de, düşüncelerim canımı acıtıyordu.

"Biz gidiyoruz teyzesi!" Fran, Calvin'in minik elini kaldırıp sallamıştı. Bıraktığında da kısacık bir süre Calvin sallamıştı elini. İkisinin bu halleri fazla mı tatlıydı ne?

Kızlar gidince odama girip sırt çantama gerekli olan kitapları koydum. İhtiyacım olan her şeyi çantaya doldurduğumda fermuarı çekip kapattım. Sınav zamanlarında okula gitmek hiç içimden gelmiyordu. Evet, bir sonraki yıl dersler azalacağı için sınavlar da azalacaktı ama o zamana kadar da hiçbir sınava girmek istemiyordum. Sınavlar olmasa okulun her şeyi güzeldi aslında.

Kendi kendime göz devirip, eteğimin kıvrılmış köşesini düzelttim ve çantamı takıp odamdan çıktım. Telefonumu tekli koltuğun üzerinden aldığımda okula gitmek için hazırdım. Ve elbette ki León'un görüşüne sunulmak için de...

Ah... Bugün hiç bitmeyecekti...

♣♣♣

Yoldayken Ludmila ve Tomás da bize katılmıştı. Felix de gelecek diye çok korkmuştum doğrusu. Sonuçta biz konuşmuyor olsak bile, Francesca ile yakın arkadaşlardı. Tabii Camila, Ludmila ve Tomás'la da...

Okulun bahçesine girmeden önce ilgi üzerime yoğunlaşmaya başlamıştı. İnsanların bakışlarını üzerimde hissedince çıplakmışım da ona bakıyorlarmış gibi geliyordu. Hem ne vardı ki yani bende? Altı üstü saçımı kestirmiş, biraz boyatmış, Francesca'nın hoş renkli makyaj malzemelerinden kullanmıştım. Böyle bakmalarını gerektirecek bir şey göremiyordum ben.

✖ UZAK ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin