30.Bölüm ❇ Güzel

893 53 45
                                    

Violetta;


Heyecanlı heyecanlı Camila'dan gelecek telefonu bekliyordum. Yıl dönümleri bugündü. Tomás, León ve ben elimizden gelen her şeyi ayarlamıştık. Tomás yapılacaklar listesini bana vermişti.Kendisi de Camila için sürpriz kıyafetler alacaktı. Biz de listede olan her şeyi yapmaya çalışmıştık. León oturduğu tekerlekli sandalyeden neler yapılabileceğini söylemişti mekânla ilgili. Laf aramızda, çok güzel olmuştu her şey. Tomás gelip etrafa çiçekler serpiştirince daha da hoş görünmeye başlamıştı.

"Otur şuraya, dönüp durmandan ben yoruldum," diye çıkıştı León. Parktaki banka otururken, nasıl bu kadar soğukkanlı olabildiğini düşünüyordum. Sanki gerçekten hiçbir şeyi umursamıyormuş gibiydi. Ama umursuyordu, biliyordum. Gözlerinin ardında biriken çok fazla şey vardı. Hiçbirini söylemiyordu ama hissediyordum bir şekilde. Anlatabilse mutlu olacağını da biliyordum. Tabii anlatmazdı o. Yaşadığı ve düşündüğü her şey bir kutunun içinde toplanıyordu sanki. Zamanı geldiğinde de Pandora'nın Kutusu gibi açılacak ve etrafa biriktirdiği tüm kötülükleri yayacaktı. Ben ise, hep yanında olacaktım. O benim en zor zamanlarımda yanımda olmuştu, benim, onun yanında olmamam için hiçbir neden yoktu.

"Zaman nasıl geçecek ya?" Kolumdaki saate baktığımda onu kırasım gelmişti. "Daha bir saat olmamış! Biz akşamı nasıl bekleyeceğiz? Belki akşam da gelmezler. İşleri olur sonuçta..."

León kafasını iki yana sallayıp, "Sabırsızlığını kendine sakla," dedi. Gıcık. Kendisi de merak ediyordu. Belli etmemeye çalışsa da görebiliyordum. O da saatine bakıyordu.

Unutursam zaman daha hızlı geçer, düşüncesiyle konuşmaya başladım, "Annen neden gelmiş?"

"Çünkü o bir anne. Anneler merak eder çocuklarını," deyip bacaklarını banka uzattı. "Anne olunca anlarsın."

Pek inandırıcı gelmemişti doğrusu. "O zaman neden annen belirince kaşlarını çatıyorsun? Annelere kötü de davranılmamalı. Ama sen ters cevaplar verebiliyorsun."

"Söylediklerin çok saçma," dedi. "Annem, beni merak etmiş. Ne de olsa bir ay uyudum. Her anne, en kötüsü bile olsa, endişelenir çocuğu için. Benim onunla olan sorunlarım olabilir, ki bu çok doğal yaşıma göre. Bu yaşlar, aileye ergenlik taslayabilmek için var. Yani annemin endişelenmeyen, oğlunu umursamayan, cadaloz biri olduğunu düşünme. Değil çünkü. Hep endişeliydi. Sadece ilgisizliği vardı. Bu da ailevi sorunlardan ötürü gizli kalması gereken bir şey."

Söylediğimin aptalca olacağını biliyor olmama rağmen kendimi tutamayıp, "Anlamamam normal," demiştim. İlk kez León'un bakışları tamamen şefkatle yumuşamıştı.

"Aptal," deyip beni kendine çekti. Başımı göğsüne yasladığında, "Bazen beyninin olması gereken yerde bir boşluk olduğunu düşünüyorum. O kadar şey söyledim, çıkara çıkara bunları mı çıkardın? Boş beyin," diye çıkıştı. Arada kafama da hafifçe vuruyordu.

"Önceden ben, senin beyinsiz olduğunu düşünürdüm. Ne değişti böyle, León?"

Başımı kaldırıp gözlerine bakmaya zorladı. Bakışlarından 'sen ciddi misin?2 ifadesi okunuyordu. "Kızım, kör müsün? İlk karşılaştığımız günü unuttun galiba. Burnumu kıracaktın ve o zaman da da aptaldın. Daha sakardın. Daha üzgündün. Bir sürü 'daha' var. Nasıl değiştiğini görmüyor musun? Artık çocuk değilsin. On altı yaşında olman seni çocuk yapmaz. Yedi yaşında da olsan değişmezdi düşüncem. Gün geçtikçe nasıl değiştiğini görüyorum. Bu beni kahrediyor. En basitinden örnek; saçların," derken bir tutam saçımı incelemeye başladı. "Uzundu saçların. Kahverengiydi. Güzeldi. Şimdi de güzel ama seni özel kılan şey, doğal olmandı. Sakarken bile bir doğallığın vardı. Sanki şimdi yokmuş gibi geliyor bana. Değişen çok fazla şey oldu. Ben bile değiştim ama... senin bu kadar değişmiş olman, beni düşündürüyor. Söylediğim her şeyi ciddiye almana sinir oluyorum. Ciddiye alma. Umursamamak böylesine basitken, söylediklerimi ciddiye alman ve kendini kanıtlamaya çalışman yüzünden yakında sinir hastası olacağım. Yapma."

✖ UZAK ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin