10| ZARAR

2.2K 86 110
                                    

🎶matuhan, polozheniye

🦋

Bana uzattığı ağrı kesiciyi almış, sırtımı yatak başlığına yaslamış bir şekilde oturuyordum. Her ne kadar karşımda dikilen Alex'i görmezden gelmeye çalışsam da dakikalar öncesindeki şefkatli tavırlarına kıyasla şu an bana anlam veremediğim şekilde dik dik bakıyorken bunu yapmak oldukça zordu.

Bakışları önce yüzümde gezindi. Ardından odağı karnımdaki ellerimi bulmuştu. Kaşlarının çatıldığını fark ettiğimde ben daha ne olduğunu idrak edemeden "Onun yüzünden değil mi? Hepsi o bebek yüzünden!" diye bağırmasıyla korkudan oturduğum yerde sıçradım.

Aniden değişen hareketleri beni gitgide germeye başlıyordu ama onu daha fazla sinirlendirmemek adına bir şey söylememeyi tercih ettim. Aksi takdirde işlerin ne durumda olacağını tahmin edemiyordum.

"Neden Lamia? Sevmediğin bir adamın çocuğunu doğurmaya bu kadar mı meraklısın? Hepsi o bebek yüzünden! O olmasaydı şu an beni istememen için hiçbir sebep olmayacaktı."

Sesi her geçen saniye yükseliyor, benim korkudan oturduğum yatakta geri geri gitmeme sebep oluyordu. Kendimi zorlayıp "L-lütfen sakin..." diye konuşacakken bağırarak lafımı böldü.

"Kes sesini!"

Odada hızla bir ileri bir geri gitmeye başladığında boş umutlarla kendi kendisine sakinleşmesini ümit ediyordum. Lakin hiç de sakinleşecek gibi gözükmüyordu.

"O bebek yüzünden, o bebek yüzünden. Her şey onun yüzünden..."

Durmaksızın art arda söylediği kelimelerden sonra artık dayanamayıp gözyaşlarıma daha fazla engel olamadım ve ağlamaya başladım. Şu anki davranışları beni aşırı derecede endişelendiriyordu. En kötüsü de elimden hiçbir şey gelmiyor oluşuydu.

Onun beni göremeyecek durumda olmasını umut ederek hızla oturduğum yataktan kalktım. Amacım o sakinleşene kadar kendimi banyoya kapatmaktı. Ayağımın acısını dahi umursamadan odadaki banyoya doğru ilerleyecekken bir anda belimden yakalamasıyla "Dokunma bana!" diye çığırdım.

Çırpınışlarım ona gram etki etmiyordu. Bunu benim onu engellemeye çalışmama rağmen yönümü kendisine çevirmesiyle yeterince iyi anlamıştım. Beni kollarımdan tutarken ben de nafile bir çabayla ellerimi aramıza mesafe koymak amacıyla göğsüne sabitledim.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp öylece beklemeye başladım. Onu görmek dahi beni korkutmaya yetiyordu. Onu görmezsem bana zarar vermeyeceğini düşünmek gibi bir aptallık yapıyordum çünkü onun kollarının arasında fazlasıyla savunmasızdım.

Bir anda elimde hissettiğim elleriyle kaşlarımı çattım. Parmağımdaki yüzüğü bir hışımla çıkarıp rastgele bir yere fırlattığını hissederken kulağıma ilişen metal sesini duydum. Yüzük bir süre yerde döndükten sonra en sonunda durmuş, ben de bu süre zarfında istemsizce nefesimi tutmuştum.

"Şimdi kurtulmamız gereken, ona ait, son bir şey kaldı."

Söylediği cümle gözlerimin dehşetle açılmasına neden oldu. Gözyaşlarım onu net görmeme engel olmasına rağmen kendimden uzaklaştırmak için göğsünden itmeye çalıştım fakat nafileydi. Beni o kadar sıkı tutuyordu ki sanki bıraktığı an kaçacağımı biliyormuş gibiydi.

Belimdeki elleri yavaşça karnımın üzerinde gezinmeye başladığında "O küçücük bir bebek," diye mırıldandım gözyaşlarımın arasından. Ardından hıçkırarak tekrar konuştum "Sana hiçbir zararı yok."

ZEHİR AMBARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin