13| GERÇEKLER

2K 90 82
                                    

🎶doja cat, rules

🦋

Yemeğimi yer yemez kendimi odadaki yatağa bırakmış, akşama kadar buradan çıkmayıp düşünmüştüm. Yine dönüp dolaşıp buradaydım ve bu durum beni gitgide sinir ediyordu. Halbuki o son konuşmamızdan sonra Alex'i bir şekilde ikna edebileceğimi, dün geceyi ailemin evinde geçireceğimi umut etmiştim.

Hoş, önce onlara kendimi affettirmem gerekiyordu, orası da tamamen ayrı bir konuydu. Artık gidebileceğim tek yer ailemin yanıydı ve bu da oldukça zor bir ihtimaldi. Johnson'ın evine ise bu saatten sonra dönemeyeceğim bariz belliydi...

Alex'in bana dün gece söylediği şeylere inanmamış, onunla konuşmayı kesmiştim. Hiçbir şeyin sorumlusu o değildi ama ben yaşadığım acıdan birisini sorumlu tutmak zorundaymış gibi hissediyordum. Maalesef bu şansız kişi de Alex oluyordu.

Johnson'ın öyle bir şerefsizlik yapabileceği ihtimali beni pek fazla şaşırtmamıştı açıkçası. Sadece beni Alice ile aldatmasını beklemiyordum. Alice en yakın dostumdu, en azından ben böyle olduğunu düşünüyordum. Lakin yine de bir ihtimal Alex'in yalan söylediğine inanmak istiyordum.

Tek istediğim şey kimseye muhtaç olmamak, tüm bu insanlardan uzakta yaşayıp sakin bir hayatta bebeğimi yetiştirmekti. Ancak bu sadece bir hayalden öteydi.

Odama doğru gelen adım sesleri yavaş yavaş kulağıma ulaşmaya başladığında sırtım kapıya dönük olduğu için sadece gözlerimi kapamakla yetindim. Uyuyor olduğumu düşünüp beni rahat bırakmasını umuyordum. Şu an onun saçmalıklarına katlanabilecek bir durumda değildim.

Odanın kapısı usulca açılırken sakin olmak adına aklımı başka şeylerle muhatap etmeye çalıştım. Çok geçmeden yatağın diğer tarafı çökmüş, böylelikle onun yatağa oturduğunu anlamış olmuştum. Ancak hâlâ daha uyanık olduğumu belli edecek bir harekette bulunmamıştım.

"Neyin var, kelebeğim, hasta mısın?"

Bildiğini düşünüyordum. Peşime taktığı ve beni her saat başı kontrol eden çalışanlarının ona her şeyi duyurduğunun farkındaydım. Yine de gelip ısrarla bana sormasının nedenini anlayamıyordum.

"Benimle konuşmayacak mısın, Lamia?"

Üsteleyeceğini anladığım için "Yalnız kalmak istiyorum," diye mırıldandım. Belki bu sefer insafına gelir, beni rahat bırakırdı. Bu fazlasıyla düşük bir ihtimaldi ama bir umuttu işte benimkisi de.

"Ağrın yok, değil mi?"

Oflayıp yattığım yerden doğruldum ve üzerimdeki battaniyeyi iyice üzerime çekip sırtımı yatak başlığına yasladım. Bakışlarımı ona çevirirken yüz ifadesinden sakin olduğu kanısına varıp ondan korkmam için ortada bir sebep olmadığını kendime hatırlattım.

"İyiyim ben, hiçbir şeyim yok."

Bir şey söylemeden o da benim gibi sırtını yatak başlığına yaslayarak yanımda yerini aldı. Kafasını sağa doğru eğip bana bakarken ben bakışlarımı önüme eğmiştim.

"Neden bana soğuk davranıyorsun?"

"Soğuk davranmıyorum."

ZEHİR AMBARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin