22| NEDEN

1K 58 30
                                    

9K olmuşuz... 🤍

🎶tauese tofa, calling

🦋

1 ay sonra

Odanın kapısının tıklatılmasıyla içeriye elindeki kahvaltı tepsisiyle Alex'in dalması bir olmuştu. Bense artık her sabah yaşanan bu monotonluğa alıştığım için hiçbir tepki vermeden odanın penceresinden dışarıdaki gökyüzünü seyrediyordum.

"Günaydın, bir tanem. Bugün vaktimin çoğunu çalışma odasında geçireceğim o yüzden kahvaltını erken getireyim dedim."

Cevap vermeyeceğimi bildiği hâlde sanki normal bir konuşma içersindeymişiz gibi beni umursamadan elindeki kahvaltı tepsisini komodinin üzerine bıraktı ve sözlerini sıralamaya devam etti.

"Ben yokum diye kahvaltını yapmayı ihmal etme tamam mı? Birazdan gelip yiyip yemediğini kontrol edeceğim. Gitgide zayıflıyorsun zaten, bu durum hiç hoşuma gitmiyor."

Bir yandan bana bir şeyler söylüyor, bir yandan da tepsideki filtre kahveye süt ekliyordu. Birkaç haftadır bu düzene o kadar alışmıştım ki artık çıkardığı seslerden bile neler yaptığını ezberlemiştim.

"Bu arada aklıma gelmişken, yarın seni birisiyle tanıştırmak istiyorum. Baya iyi anlaşacağınızdan eminim. Tabii onunla konuşma zahmetinde bulunursan."

Söylediklerine günlerdir yaptığım gibi tepkisiz kalarak cevap verdim. O da daha fazla üstelemeden geceliğimin açıkta bıraktığı çıplak omzuma dudaklarını bastırmış, ufak bir öpücük kondurduktan sonra odadan ayrılmıştı.

Derin bir nefes alıp karnıma kadar çektiğim battaniyeyi bir kenara bıraktım. Ellerimle saçlarımı geriye doğru atıp düzelttiğimde yağlanmış olduklarını fark ederek yüzümü buruşturdum. Neredeyse dört gündür banyo yapmadığım için bu gayet olası bir durumdu.

Ayaklarımı yataktan dışarı attım. Soğuk zemin çıplak ayaklarımı rahatsız ederken oralı olmadan yavaş adımlarla banyoya ilerledim. Her ne kadar aynadaki yansımama bakmamak için büyük uğraşlar versem de pek başarılı olamamıştım. Kendimle birkaç saniye karşı karşıya geldikten sonra odağımı küvete çevirdim. Duş alsam iyi olacaktı.

Musluk tezgahından aldığım rastgele birkaç duş jelini küvete boşalttım ve sıcak suyu ayarlayıp dolmasını bekledim. Birkaç dakika içersinde küvet hazır hâle geldiğinde ise üzerimdeki kıyafetleri çıkararak kendimi sıcak suya bırakmıştım.

Vücudum gitgide gevşemeye başlarken gözlerimi kapattım. Aklımı hiçbir şeyle muhatap etmek istemediğim için kafamı küvetin arkasına doğru yaslayarak ana odaklanmaya çalıştım. Sanırım başarılı da olmuştum.

Ne kadar süre burada bu şekilde duruyordum bilmiyordum ama yavaş yavaş ılıyan sudan pek de kısa bir zaman olmadığını tahmin etmek aşikardı. Yine de bu durumu görmezden geldim. Akşama kadar bu şekilde kalabilirdim. Tabii banyonun kapısı ısrarla çalınmıyor olsaydı...

"Lamia! Ses verir misin artık? Endişelenmeye başlıyorum. Kahvaltını da yapmamışsın. Bir saattir banyoda olamazsın, değil mi?"

Oflayıp "Ben iyiyim," diye mırıldandım zoraki bir şekilde. Fakat sesim kendi kulağıma bile zar zor ulaşmışken onun duymasına imkan yoktu. Öyle de oldu. Benden ses alamayınca çareyi banyonun kapısını aralayıp içeriye girmekte bulmuştu.

Bakışlarımı sertçe onun olduğu tarafa çevirdiğimde "Üzgünüm. Sadece iyi olduğundan emin olmak istemiştim," diye sakince söze girdi. Bense onu umursamadan odağımı üzerinden çektim ve musluk tezgahının bir köşesinde duran şampuanlara göz gezdirdim. Saçımı yıkayıp bir an önce banyodan çıksam iyi olacaktı.

ZEHİR AMBARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin