🎶matthew perryman jones, living in the shadows
🦋
Berbat bir güne daha başlarken nereden geldiğini anlayamadığım yüzüme damlayan su tanelerini engellemek için elimi ileri doğru uzattım. Gözlerim kapalı bir şekilde ne yaptığımın farkında değildim fakat bu rahatsız edici şeye son vermek istediğimden emindim.
Parmaklarım sert bir yere tosladığında homurdanarak istemeye istemeye gözlerimi araladım. Başım deli gibi ağrıyordu ve ben neler olduğunu idrak edemeyecek kadar uyku sersemiydim.
Görüş açım gitgide netleştiğinde odağıma Alex'in girmesi bir olmuştu. Elim onun çıplak göğsünde, yüzüme saçlarından akan damlalar düşerken birkaç saniye öylece kalakaldım.
"Günaydın, bebeğim. Bana bu kadar çok dokunmak istediğini biliyorum ama artık uyansan mı?"
Onun sabah sabah nereden bulduğunu bilemediğim enerjisiyle kurduğu cümleyle gözlerimi devirdim. Ardından göğsüne yerleştirdiğim elimi üzerinden çekerek "Sen de başımda dikilmeye son verip saçlarını kurut," diye karşılık verdim. Duştan çıktıktan sonra üzerine sadece eşofman altı geçirip yanıma geldiği belliydi ve burada olan bana oluyordu.
Kahkaha atıp yataktan çıktığında ben de elimin tersiyle yüzüme akan su damlalarını sildim. Sayesinde sabah sabah yüzümü yıkamış kadar olmuştum!
"Oraya ağrı kesici bıraktım, içmeyi unutma. Kahvaltı için seni bahçede bekliyor olacağım. Biraz acele etsen iyi olacak, bir tanem. Kahvaltıdan sonra işe gitmek zorundayım."
Bir şey söylemeyip komodinin üzerindeki hapla suya uzandım. Her ne kadar dün geceye dair hiçbir şeyi tam olarak hatırlamasam da en son içmeye başladığımı biliyordum. Başımdaki ağrı zaten bana her şeyi yeterince iyi açıklıyordu. İçkiyi baya fazla kaçırmıştım.
Alex odadan çıkarken ben de hapı içip kendimi banyoya attım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı gelişigüzel düzelttim ve klasik işlerimi halledip geri odaya döndüm. O esnada üzerimdeki kıyafeti yeni yeni fark etmiştim. Alex'e ait olduğunu anlamakta zorlanmadığım beyaz bir gömlekleydim. Böylelikle de üzerimi onun değiştirdiğini anlamıştım.
Derin bir nefes aldım. Bu evde kalmaya devam edeceğimin kesin bir hâl almasının ardından annemlerin evinden kendi kıyafetlerimi getirttirmiştik ancak yine de Alex bana kendi kıyafetlerini giydirmekten gocunmuyordu.
Daha fazla üzerinde durmayıp kıyafet odasına girdim. Kendi kıyafetlerimin olduğu bölümden siyah bir tayt ile gri sweatshirt aldım. Üzerimi hemencecik değiştirip oradan ayrıldım.
Alex'i bekletmemek için odadan çıkmadan önce yastığımın altında duran telefonumu da almayı ihmal etmemiştim. Aklımı bir şeylerle ne kadar çok oyalayabilirsem benim için o kadar iyiydi. Aksi takdirde pek de iyi şeyler yaşanmıyordu.
Daha önce geçirdiğim birkaç sinir krizinden sonra bunu yeterince iyi deneyimleme fırsatım olmuştu çünkü...
🦋
Mutfakta vakit geçirmek için bir şeylerle ilgileniyor, elimden geldiğince çalışanların sohbetine dahil olmaya çalışıyordum. Alex ise sabahtan beri başımın etini yediği, beni tanıştırmak istediği kişiyi almaya gitmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR AMBARI
Literatura Kobieca"Çok âşığım, amca. Tam onu unuttum sanıyordum, bitti diyordum. Hepsi onu görene kadarmış. Bir bakışıyla kanıtladı bana bunu." "E bu çok iyi bir haber! Kim bu kadın? Tanıyor muyuz?" Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Ben bile tanımıyordum ki onu. Yü...